Milli Şef döneminden farklı olan bu yeni anlayışın ve uygulamaların tetiklediği bu siyasî ortamda dinî ve millî konularda başlayan tartışmalar zirvededir.

Mehmet Avşar’ın yaşadığı devir; Türkiye’nin de, Osmaniye’nin de yakın tarihi için farklı ve özeldir.

Dinî söylemlerle iktidara gelen DP Hükümeti, İmam-Hatip Okullarının ve Yüksek İslam Enstitülerinin açılmasına çok önem vermiştir.

1941’de Kırmacalı Köyü’nde dünyaya gelen Mehmet Avşar, Osmaniye’de Güneysu İlkokulu’nu bitirdikten sonra eğitimine Adana’da açılan İmam-Hatip Okulu’nda yatılı öğrenci olarak devam etmiştir. Merhum Faruk Akkülah başta olmak üzere Adana İmam-Hatip Okulu’nda görev yapan pek çok öğretmen millî ve dinî konularda çok hassas ve tavizsizdir.

1962 yılında Adana İmam-Hatip Okulu’ndan mezun olan Mehmet Avşar, Düziçi’nde açılan 45 günlük Jet Öğretmenlik Kursu’na gitmiştir. Kursta “Kaza ve kadere inanmıyorum” diyen Edebiyat Öğretmeni ile çok şiddetli bir tartışma yapan Mehmet Avşar dinî bilgisi ve kıvrak zekâsı ile hocasını kolayca ikna etmiştir.

Kursun sonunda, tayin edildiği Tarsus’ta sadece bir gün öğretmenlik yapan Mehmet Avşar, aynı yıl Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne yatılı öğrenci olarak gitmiş, 1966’da mezun olduktan sonra Şanlıurfa Kız Öğretmen Okuluna Din Dersi öğretmeni olarak tayin edilmiştir.

Öğretmenliğinin yanı sıra; 1968’de Milliyetçi Türk Öğretmenleri Sendikasının Şanlıurfa Şubesini kuran Mehmet Avşar, başörtüsü ile derse giren Sendika üyesi bir bayan öğretmene Müfettiş gönderen Milli Eğitim Müdürlüğü ile tartışmaya girmiş, başörtülü öğretmeni savunduğu için Türkiye’de ilk defa “Uyarı” cezası ile tecziye edilmiştir.

1960’lı yılların sonu Türkiye’de siyasî ve ideolojik kavgaların başladığı devirdir. Özellikle Üniversite öğrenciler; Devrimci ve Ülkücü olarak örgütlenmiştir.

Ve 1967’de, Ankara’da, Site Öğrenci Yurdunda bir grup Devrimci öğrenci tarafından saldırıya uğrayan İlahiyat Fakültesi öğrencisi Osmaniyeli Ruhi Kılıçkıran kaldırıldığı Hastanede, 4 Ocak 1968 günü vefat etmiştir.

Ruhi Kılıçkıran’ın vurulmasına Osmaniye gençliği büyük tepki göstermiş, Ülkücü hareket içinde teşkilatlanmaya gitmiştir.

Osmaniye’nin Ülkücü ağabeylerinden Reşit Gürel diyor ki;

“Genç Ülkücüler teşkilatına gelenler yoksul çocuklardı. Teşkilatı yaşatmak için herkes bir şey yapmak arzusundaydı. Hatta ben; Kürşat, Almıla, Bozkurt resimleri yaptım. Onları kartpostal olarak bastırdık. Biriktirdiğimiz paralarla Seval’ın mağazasından, ucuz fiyata tüp, semaver aldık. Çoğunu rahmetle andığımız arkadaşlarla geceler boyu süren milliyetçilik sohbetlerinde Kepik Cumali dayının kahvesinden değil kendi çayımızdan içmeye başladık.”

Osmaniye Ülkü Ocağı içinde; Mehmet Avşar, Salih Sefa Yazar, Mevlüt Aykın, Sıtkı Keskin ve Mehmet Poyraz fikir adamı öğretmenlerdir.

Ünal Besen, Avukat Mustafa Telli, Önal Arıkan, Muammer Erdemir, Asar Soylu hem teşkilatçı, hem fikir adamı, Malî Müşavir Ali Erat ve Avukat M. Hanifi Kal, Ökkeş Sofuoğlu siyasetçi şahsiyetlerdir.

Devlet Bahçeli, Şevket Keskin, Cengiz Erat, Eyüp Kahraman, Zübeyir Toprak, Hüsamettin Yıldız, Nevzat Şahan, Halil Başaran, Mehmet Nuri Özkan, Yılmaz Kurt, Mustafa Özcan, Baki Teke, Reşat Gürel, Selahattin Arpacı, Mete Gürel, Fatih Alibekiroğlu, Hüseyin Önal, Necmettin Gök, Zekeriya Korkmaz, Abdi Temel... Osmaniye Ülkü Ocağı’nın Üniversiteli gençleridir.

Biz de o yılların liseli milliyetçileri idik.

1969’da, Urfa’dan Osmaniye İmam-Hatip Okuluna Meslek Dersleri Öğretmeni olarak naklen gelen Mehmet Avşar, aynı yılın sonunda askere gitmiş, askerlik dönüşü Adana İstiklal Ortaokulu’na öğretmen olarak tayin edilmiş, 1971 yılında Osmaniye Sanat Okulu’na Müdür Yardımcısı olarak gelmiştir.

1972’de; Osmaniye Ülkü-Bir Şube Başkanı ve Ülkü-Sen Osmaniye Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet eden Mehmet Avşar, 1975’te Siirt Milli Eğitim Müdürü olarak gitmiş, 1977’de kendi isteğiyle Osmaniye İmam-Hatip Okulu’na Meslek Dersleri Öğretmeni olarak gelmiştir.

1992’de Kamu-Sen Osmaniye Şube Başkanı, Türk Eğitim-Sen Kurucu Şube Başkanı olarak ta hizmet etmiştir. Aynı yıl emekli olan Mehmet Avşar, bir trafik kazası sonucu bir ayağını kaybetmiştir. Sağlık sorunlarıyla mücadele etse de 1994’te kurulan Türk Ocakları Osmaniye Şubesinin Kurucu Başkanlığı görevi verilmiştir.

Her hal ü şart altında şiirlerini yazmaya devam eden Mehmet Avşar için; 2019 yılında Belediye Başkanı Kadir Kara tarafından armağan kitabının neşredilmesi, 2021 yılında OKÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Gökşen danışmanlığında Öğretmen Mehmet Çetinkol tarafından hayatı, sanatı ve şiirlerinin kitap haline getirilmesi birer vefa örneğidir.

2024 yılında kanser teşhisi, ardından kalp ve beyin problemleri sağlığını ciddî olarak etkilenmiştir.

4 Eylül 2025 Perşembe günü vefat eden Osmaniyeli şair öğretmen Mehmet Avşar, mütevazı sayıda arkadaşlarının katılımıyla, Asrî Mezarlıktaki kabrine, “Yeter” şiirindeki vasiyeti üzerine tekbirlerle defnedilmiştir.

“Dostlar, alkışlarla, çelenkle değil,

Tekbirle kabrime indirsin yeter.

Yasin’ler gönderip yorgun ruhuma

Çektiğim acıyı dindirsin yeter.

Azrail bu dünya bağımı kesti

Öldüm ötelerden bir rüzgâr eti

İnsin mezarıma iki Hak dostu

Yönümü Kıble’ye döndürsün yeter.”