Osmaniye, eski Kınık şehri harabelerinin üstüne, Hacıosmanlı Köyü’ne 1865 yılında kurulmuş bir şehirdir. “Hacı Osmanlı karyesi merkez olmak üzere Kıyı nahiyesi bir kaza ittihaz ile Osmaniye tesmiye olundu.” (1)
Bir ilçe olarak kurulan Osmaniye’ye göçebe aşiretler iskân edilmiştir. Osmaniye’nin kurucuları; Hacıosmanlı Köyü halkı ve Gavurdağlarında yaşayan Ulaşlı aşiretleri ile ovada göçebe yaşayan Tecirli, Avşar, Bozdoğan aşiretleridir. Daha sonraki tarihlerde Kafkaslardan gelen Dağıstanlılar şehir merkezine, Ahıskalılar Küllü Köyü’ne, Karabağlılar Selimiye ve Reşadiye Köylerine yerleşmiştir. Balkanlardan gelen muhacirler Sazlık/Maymunsuyu, Yeniköy, Tecirli/Değirmenocağı, Orhaniye ve Nohuttepe köylerine iskân edilmiştir.
ŞÛRÂ’DAN CUMHURİYETE
Osmanlı Devleti; Padişah, Sadrazam ve Divan tarafından yönetilmiştir.
Cumhuriyet fikri ile onun tarihi arka planındaki Şura anlayışı, milli ve dini kültürümüze yabancı değildir.
Türk kültüründe toylar düzenlenmesi bir gelenektir. Oğuzlar mühim konularda karar almak için toylar düzenlemiştir. Dede Korkut hikâyelerinde de belirtildiği gibi; Hanlar Hanı Bayındır Han her yıl bir defa Oğuz beylerini davet etmiş, toy vermiştir.
Kurultay, Türkçe bir kelimedir, Danişmentliler adını danışma kültüründen almış bir beyliktir.
Dinimizde istişare emredilmiştir. Kur’an-ı Kerimdeki Şura suresi ile “İşlerinde müşavere et” anlamında “Ve şavirhüm fi-lemr” (Al-i İmran/159) ve “Onların işleri aralarına istişare iledir” anlamında “Ve emruhum şûrâ beynehum” (Şûrâ-38) ayetleri dikkat çekicidir.
Süleyman Ateş diyor ki; “Peygamberimiz vahiy dışındaki meselelerde ashabıyla konuşur, sonra karar verirdi. İslam’da Şura müessesesi çok önemlidir. Kur’an, Şura emriyle ilk Cumhuriyet esasını getirmiş sayılabilir.” (2)
Batılılaşma döneminde, Şura-yı Devlet, Sultan Abdülaziz devrinde kurulmuş bir sistemdir. İlk Anayasa olan Mecelle bu dönemde hazırlanmış ve kabul edilmişti. Şura-yı Devlet, yasa yapma görevini 4 Kasım 1922’de yeni Hükümete devretmiştir. Danıştay, Şura-yı Devlet dönemindendir. Şura kelimesi; Askeri Şura, Eğitim Şurası, Kültür Şurası ifadelerinde olduğu gibi sıfat olarak kullanılmaya devam etmiştir.

TBMM’DEKİ ŞÛRA AYETLERİ
23 Nisan 1920 günü Ankara’da açılan 1. Büyük Millet Meclisi’nde ve 1924’te yapılan 2. Büyük Millet Meclisi binasının Toplantı Salonu’nda Şura ayetleri Ser Levha olarak konmuştur. Daha sonraki yıllarda Etnografya Müzesi deposuna kaldırılan Şura levhalarının yerine “Hâkimiyet Milletindir” levhası konmuştur. Hâkimiyet kelimesi da Hikmet kelimesindendir. Allah tarafından bazı insana verilen bir değer olan “Hikmet” kelimesi eski Türklerde “Kut” ile ifade edilmiştir.
1953’te açılan TBMM’de “hâkimiyet” kelimesinin yerine “Egemenlik” denilmiştir.
1.Büyük Millet Meclisi Toplantı Salonundan kaldırılan Şura ayetleri bizim de girişimimizle 2017 yılında yerine tekrar konmuştur.
GÖÇEBELİKTEN KENTE
2. Viyana hezimeti ile başlayan Osmanlı devletinin çöküşü sürecinde bozulan kamu düzeni tüm hayatı olumsuz yönde etkilemiştir. Osmaniye’de göçebe aşiretler ovayı kışlak haline getirmiştir. Kovguna, vurguna dayalı yaşama biçimi türkülere girmiştir.
“Ekin ekme eğlenirsin
Bağçe dikme bağlanırsın
Çek deveni, sür atını
Günden güne beğlenirsin”
Halkın devletle ilişkisini Dadaloğlu tek mısra ile ifade etmiştir.
“Ferman padişahın dağlar bizimdir”
Şura-yı Devlet sistemini kuran Sultan Abdülaziz’in 1865’te göçebe yaşayan halkı iskân etmesi, yerleşik hayata geçirmesi çok önemli bir hadisedir.
Meşrutiyeti ilan eden Sultan Abdülhamit’in Cebelibereket projesi ile Osmaniye’nin kaderi değişmiştir. Cebelibereket Hükümet Konağının kitabesin yazan Adana Valisi Ziya Paşa “Bu etrafın ahalisi hukukundan emin oldu” diyerek hukuk devleti vurgusunu ima etmiştir.
Hükümet Konağı, yapılan evler ve dükkânlar nedeniyle halk, Gavurdağı’nın başındaki Yarpuz Köyünde medeniyeti hissetmiştir. 1891 tarihli Salname’de denilir ki; “Bu karye cihet-i siyasiyece ehemmiyet-i mevkieden başka bir hikmeti haiz olmayıp, gayet cesim bir Hükümet Konağı ile birkaç memurîn hanelerinden ve ber-vech-i ati dükkânlardan maada medeniyete müteallik asardan müberradır.” (3)
Sultan Abdülhamit devrinde Sıbyan Mekteplerinin yerine Avrupa usulü mekteplerin açılması bir devrimdir. “Cebelibereket Sancağı ahalisinin ilim ve maariften mahrum oldukları gibi İslam dininin gerçeklerinden dahi habersiz olmaları sebebiyle hallerinin ıslahı ve istikballerinin temini için Sancak ahalisinden toplanan maarif ianesiyle mektepler açılması” için 1888 tarihli ferman gönderilmiştir. (4)
Yolu bile olmayan Osmaniye’nin Hicaz demiryolu ağı içine alınması Osmaniye tarihini en büyük medeniyet hamlesidir. “Yol bakımından çok fakirdir. Bunun için demiryolu hattı buraların imarında ve medenîleşmesinde halkın cahillikten kurtularak refah ve servet kazanmasında en kuvvetli bir etkendir.” (5)
“İane-i ahali” ile Envarülhamit Camii’nin ve dükkânların yapılması, Cuma günü uzak mahallelerden ve köylerden gelen halkın dinlendiği Çınarlıkahve’nin açılması sosyal hayatı etkilemiştir.
İstanbul’da 31 Mart 1909 günü çıkarılan isyandan bir gün sonra 14 Nisan 1909’da çıkarılan Adana isyanı ile Sultan Abdülhamit tahttan indirilmiştir. Ve 1914’de çıkan 1. Dünya Savaşı ile Osmanlı Devleti bitirilmiş, Anadolu işgal edilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlayan Milli Mücadele ile ülke kurtarılabilmiştir.
CUMHURİYETTEN SONRA OSMANİYE
24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan antlaşması ile kurulan yeni devletin adına Türkiye denilmiştir. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulmasından sonra ülkemize huzur gelmiş, halkımızı bunaltan savaşlar ve isyanlar sona ermiştir.
Osmaniye; Bahçe’den Yumurtalık’a, İslahiye’den İskenderun’a kadar geniş sınırı olan Cebelibereket Vilayetinin merkezi olan Osmaniye, bir Büyük Şehir’dir.
Cebelibereket vilayetinin kaldırılacağına dair Ankara kaynaklı dedikodulara Osmaniyeli sert tepki göstermiştir.
“Cebelibereket vilayetinin Vilayet olarak kalmasını muvafık bulmayanlar Büyük Gazi'nin fikir ve kanaatlerinden acaba haberdar mıdırlar? Bu isabeti inkâra mahal olabilir mi?
Ümrana doğru mühim hatveler atmakta olan Cebelibereket Vilayetinin, birçok yerlerinde deveran eden şayia yüzünden yine durgunluk hâsıl olduğunu hayretle görüyoruz… Biz Cebelibereket'in muhterem halkını ve bilhassa Osmaniyelileri azim ve sebatın bir timsali olarak telâkki etmekteyiz. Öteden beri tekrar ettiğimiz veçhile endişe ve telaşa asla mahal göremiyoruz.
Şayialardan ziyade hakikate, mantığa, ilme meftun olan halkımızın şevk ü sebatla, şahrah-ı terakkide yürümekten geri kalmayacaklarına emin bulunuyoruz.” (6)
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Cebelibereket vilayeti ünlü milletvekillerinden; Tekirdağlı Mustafa Faik (Öztrak), Selanikli Rasim Celalettin Bey (Öztekin), İstanbullu İhsan Bey (Eryavuz) tarafından temsil edilmektedir.
Ve 1933’te Cebelibereket vilayeti lağvedilmiş, Osmaniye Seyhan vilayetine bağlı bir ilçe haline getirilmiştir.
“Cebelibereket’e gelince bu vilâyetin nüfusu 107.000 kişidir. Arazisi ise pek azdır. Varidatı asla masarıfatına tekabül edemediği gibi vilâyet halinde bulunduğu müddetçe de inkişafı kuvvetle hissedilmemiştir. Mütehassıslar Cebelibereket'in her türlü vaziyetini nazar-ı dikkate alarak lağvini musib görmüşlerdir.
Binaenaleyh bu vilâyet kaza haline girmiş; Bahçe, Dörtyol, Ceyhan kazaları Seyhan'a, İslâhiye de Gaziantep'e verilmiştir.” (7)
Cebelibereket vilayeti zamanında Osmaniye; 11.356 nüfuslu ve 2000 hanedir. Yolları 12 caddeye ayrılmıştır. Her cadde 1 kilometroya kadardır ve kâmilen şosedir.”
“1 Orta Mektep, 4 İlk Mektep, 2 Hamam, 1 Hapishane, 3 Otel, 4 Han, 1 Eczane, 15 Mağaza, 250 Dükkân, 5 Lokanta, 1 Hastahane, 1 Pamuk Fabrikası, 18 su ile müteharrik Un Değirmeni vardır.” (![]()
DR. AHMET ALKAN
İstanbul Tıp Fakültesi mezunu olan Dr. Ahmet Alkan Osmaniye’de “Belediye Tabibi” olarak görev yaparken 1929 yılında Belediye Reisi olarak tayin edilmiştir.
Dr. Ahmet Alkan, Osmaniye’nin kalkınmasında büyük paya sahip bir reistir. Onun zamanında; şehir yolları ve park açılmış, Haraz suyu ve elektrik gelmiştir.
1953 yılında Belediye Başkanı Dr. İhsan Göknal zamanında Karaçay Hidroelektrik Santrali açılması ile şehir elektriği güçlenmiş, 1965 yılında Belediye Başkanı Ahmet Şekip Ersoy zamanında, Gaziantep’e giden yüksek gerilim hattından elektrik alınması ile Osmaniye’nin elektrik sorunu tamamen halledilmiştir.
Gelişen ve serpilen Osmaniye’de mahalle sayısı 7 iken 1957’de 14’e ulaşmıştır. Hacıosmanlı’dan Yediocak, Karaboyunlu’dan Başmahalle, Karaçay’dan Haraz, Cumhuriyet’ten Kurtuluş, Alibeyli’den Raufbey, Rızaiye’den İstiklal, Alibekirli’den Ulaşlı Mahalleleri çıkmıştır.
ALİ ARGUVANLI
1960 ihtilalinde Osmaniye’ye Kaymakam ve Belediye Başkanı olarak atanan Ali Arguvanlı zamanında; Özel Lise, Kız Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Sanat Enstitüsü açılması, okulsuz köy kalmaması çok önemli hadisedir.
Hasan Çenet gibi farklı siyasilerin desteğiyle Osmaniye Bulvarının açılması büyük bir hizmettir. Çünkü yol medeniyettir.
Gelişen Osmaniye, Belediye Başkanı Musa Şahin’in vefatı sonunda yapılan ara seçimde 24 Ekim 1996’da tekrar vilayet hakkını elde etmiştir.
OSMANİYE DEMOKRASİ ŞEHRİ
Osmaniye’nin demokrasi şehri olduğunu yılların siyasetçilerinden ve Osmaniye’nin kanaat önderlerinden merhum Ali Erat ta söylemiştir. (9) “Türkiye’de demokrasinin yerleştiği ilk şehri söyle” deseler “Osmaniye” derim.
”Osmaniye’de demokrasinin ilk kahramanını söyle” deseler Dr. Ahmet Alkan’dan bahsederim.
Sebebini izah edeyim.
Osmaniye Cebelibereket vilayetinin merkezidir. Genç Türkiye Cumhuriyetinde demokrasi tam yerleşmemiştir. Büyük ailelerin ve ağaların sözünün geçtiği devirdir. Bu devirde, Osmaniye’de Cebelibereket Vilayeti Hükümet Tabibi olarak görev yaparken 1929’da Belediye Başkanı olarak tayin edilen, 1930’da çıkarılan Belediye Kanunu uyarınca yapılan seçimlerinde aday gösterilen ve 3 dönem Belediye Başkanı seçilen Dr. Ahmet Alkan bir demokrasi abidesi, onu aday gösteren ve seçen Osmaniye bir demokrasi şehri değil midir?
1960 ihtilalinin hazırladığı Anayasa’ya “Red” oyu vererek itiraz edebildiğini gösteren Osmaniyeliler birer demokrasi kahramanı değil midir?
1964’te tayini çıkan Kaymakam Ali Arguvanlı’nın tayinini durdurabilmek Türkiye idari tarihinde herhalde bir tek Osmaniye’de yaşanmış bir demokrasi örneğidir.” (10)
Osmaniye’nin kalkınması için çaba gösterenlere “Cumhuriyet Gençliği” denir.
SONUÇ
Cumhuriyet Bayramı coşkusunu yaşadığımız bu günlerde, Osmaniye tarihine biraz da “Cumhuriyet” tarihimizin penceresinden bakmak gerekir.
Göçebe yaşayan aşiretlerin iskânı ile kurulan Osmaniye’nin kentleşmesi, sosyalleşmesi ve medenileşmesi sürecinde; Şura’yı Devlet’ten Meşrutiyet’e ve Cumhuriyete geçen Devlet yönetiminin etkileri önemlidir.
29 Ekim 1923 günü ilan edilen Cumhuriyet fikrinin tarihi arka planında milli kültürümüzdeki eski “Toy/Kurultay” geleneğimiz ile dini kültürümüzdeki “Şura/Danışma” anlayışımız göz ardı edilmemelidir.
23 Nisan 1920 günü Ankara’da açılan 1.Büyük Millet Meclisi Salonuna ve 1924’te yapılan 2. Meclisin Salonuna Ser Levha olarak konan ve daha sonra kaldırılan Şura ayetlerinin tekrar yerine konması alkışlanacak bir hadisedir.
Bahçe’den Yumurtalık’a, İslahiye’den İskenderun’a kadar geniş bir alana sahip olan Cebelibereket vilayetinin kaldırılmasına ve vilayet merkezi Osmaniye’nin bir ilçe olarak Seyhan vilayetine bağlanmasına tepki gösterilmiştir.
Belediye Başkanı Dr. Ahmet Alkan’dan Kaymakam Ali Arguvanlı’ya, başarılı yöneticilerin ve onlara destek olan halkın başarılı çalışmaları sonucunda 24 Ekim 1996’da Osmaniye’nin yeniden il olması Cumhuriyet gençliğinin başarısı kabul edilmelidir.
----------------------
1-Ahmet Cevdet Paşa, Tezakir, TTK yy. Ank.1991 s.161
2-Süleyman Ateş, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, 1988, Şura Suresi, ayet 38
3- Mehmet Akif Terzi-Ahmet Ergün, Osmanlı Vilayet Salnamelerinde Cebelibereket Sancağı, Osmaniye Belediyesi yy. Osmaniye-2014
4-M.Akif Terzi-Ahmet Ergün, Kınık’tan Kıyı’ya Osmanlı Belgelerinde Osmaniye, Osmaniye Bel. yay. Osmaniye 2013
5-Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin, Sadeleştiren Çetin Börekçi, İst.1977
6-Vasfi Bolat, Cebelibereket Gazetesi, Osmaniye–28.03.1928
7-Türk Sözü, Gazetesi, 7 Mayıs 1933-Adana
8-Dâhiliye Vekâleti, Mahalli İdareler Umum Müdürlüğü yy. Holivut Matbaası, İstanbul-1933
9-Ali Erat, Türkiye’nin İlk Demokrasi Hareketinin Öncüsü Osmaniye Kahramanı Dr.Ahmet Alkan, Hasret Matbaası, Osmaniye 2020
10-İsmet İpek, Osmaniye’de 60’lı Yıllar, Hasret Matbaası, Osmaniye-2019