Doğu Türkistan tarih boyunca birçok sentez ve görüşte dönemsel yönetim anlayışları ile bilinir. Tarih öncesi ve erken dönemlerde yerel liderlik (beylik) egemen şekli ön plana çıkmıştır.
Tekerrür edilen süre zarfında yönetim şekil değiştirir. Karahanlılar ve Uygur krallığı zamanları beraberinde İslami idareyi etkili kılmıştır. Dinsel meşruiyet işlevsel hâle geçmiştir.
18 ve 19. Yüzyıllara kadar “yerel özerklik” anlayışına bağlı kalınan bir sistem tercih edilmiştir. Bu döneme öznel bakış açım doğrultusunda asimetrik savaş adını vermeyi uygun buluyorum öyle ki gelişmeler bu yelpazenin genişliği dolayınca sosyokültürel dinamiği derinden etkilemiş oldu.
Çin emperyalizmi olarak adlandırılan dönem başlamış oldu. Yerel yönetim olgusu “totaliterlik” rejimine bu noktada bağlandı. Özerkliğin önemli bir literatür olduğu bu dönemin sonlarında anlaşılmış oldu . Bunun getirdiği egemenlik anlayışı da 20. Yüzyılda büyük bir özgürlük mücadelesine dönüşmüştür.
Milliyetçi politikalarını benimsediği bağımsızlık girişimleri peyda olmuştur. Bu da neden – sonuç bağlamında yerel meclisleri, şûraları ve dini liderliği öne çıkarmıştır. Yapılan girişimler çeşitli spekülasyonları beraberinde getirse de olumlu sonuçlanmamıştır. 1949 sonrası Çin Halk Cumhuriyeti adı altında anılmaya başlanmıştır. Bu dönemde tüm kadrolar Çinli memurlardan oluşturulmuştur.
Yerel yönetime ise topyekûn el konulmuştur. Çin baskısının son derece arttığı bu evrede dijital gözetim sanrıları da çoğalmıştır. Özellikle 21. Yüzyılın içerisinde, günümüzün patrimonyol yöntemleri dolayında bariz olarak fark edilen detay da bu olmuştur.
Asimilasyon politikaları çığır aşma boyutuna yükselmiştir. İdeolojik yeniden eğitim merkezi adı verilen toplama kamplarında Çin değerleri entegre edilerek yönetim tek boyutun meşru gücü haline getirilmiştir. Tüm olağan akışın seyrini tümel yozlaşılarla ele aldığım makalemin son cümleleri ile yazımı özetlemeyi vazife bilirim.
Doğu Türkistan yönetimsel devrimlerin azizliğine bir gün kendi yolunu inşa edebilecek kudrete olacaktır. Bu müşküle inanmakta hepimizin en temel uzlaşısı olmalıdır.
Yollarının aziz, sûkutları geçici olması temennisi ile...