Hilmi Oflaz, 1930'lu yılların başlarında Kadirli'de eşkıya olarak dağa çıktı.
İnce Memed olarak da bilinen Safiye Mehmed çetesine katıldı.
Yıllar sonra (1950'de) Kozan Cezaevinde Yaşar Kemal'i bıçakladı.
Eşkıya Hilmi, İnce Memed'in yaşanmış örneği olan kendi hayatının kitabını yazdı, filminin çekilmesini istedi.
Genç adamın kızgınlığı ve intikam duyguları gözlerinden okunuyordu. 'Vatan haini ve Rus ajanı' olarak suçlanmasını hiç hazmedemiyordu. Şimdi uzun ince bir yolda sürüklenen kaderinin kendisine nasıl bir sürpriz hazırlayacağını bilemiyordu. İçindeki korku' öldürülme' ama beklemediği bir kör kurşunla bok yoluna gitme gibi bir şey olabilirdi. Ama hatırından çıkmayan bir olayı da unutması mümkün değildi:”Bir hafta sonra ben Kozan Ağır cezasına sevk edileceğim. Bir dedikodu daha çıktı,Kozana giderken yolda candarmalar beni vuracaklar, kaçtı da bizler onu vurduk diyeceklermiş. Herkes buna inanıyordu. Çünkü eşkıya Yozcu böyle öldürülmüştü. Sarıçam'da kollarından kendirle birbirine bağlanmış otuz üç eşkıya böyle öldürülmüştü”…
Sabahın erken saatlarında çıktı Kadirli hapishanesinden. Elleri kelepçeli. Geriye dönüp bir daha bir daha baktı,kasabaya Kadirli'ye…Mayıs ayının sonları 195O yılı. Sıcaklarda iyice bastırmıştı. Çukur köyüne geldiler. Oradan Kozan'a ayrılan yolu izleyerek Kayhanburnu'nun yakınından ilerdeki Kozankalesi'ni gördü.
Başı gökyüzüne doğru yükselen Kozan veya geçmiş tarihin meşhur SİS kalesi. Kozan'ın taş evleri arasından yürüyerek ilerleyenler Ermeni manastırı yakınındaki mapushanenin kapısına geldiler. Kapılar açıldı. İçeri girdi. O'nun için yeni bir hayat başlıyordu. Sonraki günlerde mahkemeye hakimin karşısına çıktı.Kendini savundu. Düşündüklerini, inandıklarını,yazdıklarını amaçlarını anlatıyordu. Bu genç adam 27 yaşının içindeki Yaşar Kemal'di. Yıllar sonra bile o günleri hatırlıyordu. Hatıralarını açıklarken “Koğuştan içeriye girerken eşkıya Hilmi beni karşıladı: Senin ailen bana çok yardım etti, hayatımı kurtardı,desem doğru olur. Benden kork. Katillikten hırsızlıktan ırza geçmekten düşseydin, başım üstünde yerin vardı. Şimdi beni bekle! Uzun hikaye… Sonunda haphishaneden çıkmadan bir ay önce eşkıya beni bıçakladı.”
Aslında Yaşar Kemal'in uzun hikaye olarak bahsettiği, geçmişte yaşanan olayları,çatışmaları,ailesinin gerçeğini de yansıtıyordu. Eşkıya Hilmi olarak ismi geçen Hilmi Oflaz,Kadirli'nin bir ova köyündendi. Çınar adı verilen köyde yaşarken hayatının baharında 18 yaşının içinde ve 1931 yılında dağa çıkmak zorunda kalmıştı. Ağlarda kendisi gibi eşkıya oylan arkadaşları ile birlikte katıldığı olaylar, çatışmalar, adam öldürmeler,mağara kovuklarında yaşamalar,cenderme ile müsademeler…Suriye'ye kaçış. Hatay'ın kurtuluşunda görev alma ve yakalandıktan sonra Türkiye'ye iade edilmesi, yargılanması ceza alması ve Kozan cezaevine gelişi. Hilmi Oflaz, yıllar sonra Yaşar Kemal'in İnce Memed romanında bahsettiği eşkiyaların tarihi gerçeklerini açıklayan hatıralarının kitabını yayınladı. Hilmi, eşkıya olarak yaşamıştı o bölgede. 193l yılında eşkıya olmasını sağlayan olay da Çınar köyüne ulaşın çeltik arklarından ağalara ait olanını değil de Kürt Sofu'nun da ortak olduğu (Yaşar Kemal'in aşiretinden) arkı kullanmak istemişti. Ağaların tuttuğu eli silahlı eşkiyalar Hilmi'yi tehdid etmişler, Hilmi'nin ağabeyi Ali'yi dövdürtmüşlerdi. Hilmi, abisine silah sıkan Deli Osman'a pusu kurarak yaralamış ve dağa çıkmıştı. Kadirli'nin dağlarında 'İnce Memed' şöhretiyle bilinen Safiye Mehmet'in eşkiyalarına katılmış, Horali Süleyman ve Çörtül Hacı Veli ile de birlikte gezmişlerdi. İnce Memed'in vurulduğu Tuvaras baskınında Hilmi, vadiyi bekleyen bir gözcü idi.
İnce Memed'in öldürülmesine de çok üzülmüştü .Çünkü aynı hayatı yaşamışlardı.Kaderin cilvesi gereği yıllar yıllar sonra Yaşar Kemal, kasabada yaşanan olayları yani ağalar ve eşkiyalar çatışmasını İnce Memed romanına kurgulayarak yazmış, ün sahibi olmuştu. Aslında Yaşar Kemal'in yazdıkları önemli ölçüde yöre eşkiyalarının hatıralarının romana kurgulanmış bir şekli idi. Hilmi Oflaz, gerçek hayattaki İnce Memed'i anlatıyordu, hatıralarında. Unutulmaması için. Filminin çekilmesini de istiyordu.
Ama burada cevap aranan asıl soru ise 'İnce Memed'in arkadaşı eşkıya Hilmi, aynı olayların romanını yazmış Yaşar Kemal'i neden bıçaklamıştı!'…Hilmi, ırz düşmanı bir eşkıya değildi. O da ağaların zulmüne uğramıştı. Hilmi'nin asıl kaygısı, yaşanmış olayların çok farklı bir düşünceyle romanlaştırılması, yazarın dünyada ünlenmesi… Siyasi olarak da hiç benimsemediği bir dünya görüşünü benimsemesi idi. Biraz kıskançlık,biraz da geçmişten gelen bir hesaplaşmaydı. Hilmi'nin arşivinde eşkiyalık günleri arkadaşları olan 'İnce Memed' ünvanlı Safiye Mehmet'in ve diğerlerinin fotoğrafları vardı. Yaşar Kemal,halk arasında ince Memed olarak bilinen hakkında hikayeler ve destanlar yazılan Safiye Mehmet'in bir arkadaşının kendisini bıçakladığını öğrendiğinde sadece ve sadece 'yalanlamayı' tercih ediyordu. Ama yaşanmış olayların bir de tarihi gerçeği vardı ki şaşırtıcı olan da oydu!.