Güneş Sistemi’nden geçen üçüncü yıldızlararası cisim 3I/ATLAS, astronomların ilgisini çekmeye devam ediyor. NASA ve ESA’ya ait dört dev teleskop – Hubble, SPHEREx, JWST ve TESS – tarafından yapılan gözlemler, cismin şimdiye dek rastlananlardan çok daha sıra dışı özellikler taşıdığını ortaya koydu.
Erken Uyanış
3I/ATLAS, 1 Temmuz 2025’te keşfedilmişti. Ancak TESS verileri, cismin aslında Mayıs ayında, Jüpiter yörüngesinin ötesinde yaklaşık 6 astronomik birim uzaklıkta iken bile aktif olduğunu gösterdi. Bu mesafe, kuyrukluyıldızların genellikle etkinleştiği 5 AU sınırının oldukça üzerinde bulunuyor. Yani 3I/ATLAS, beklenenden çok daha erken “uyanışa” geçmiş durumda.
Karbondioksit Zengini Atmosfer
TESS’in ipuçlarını Ağustos ayında SPHEREx ve JWST gözlemleri doğruladı. Ölçümler, kuyrukluyıldızın suya oranla 8’e 1 seviyesinde karbondioksit içeren olağanüstü zengin bir atmosfere sahip olduğunu ortaya koydu. Bu, şimdiye dek gözlemlenen kuyrukluyıldızlar arasında en yüksek oranlardan biri.
Hubble verileri, cismin çekirdeğinin yaklaşık 2,8 kilometre çapında olduğunu gösterirken, SPHEREx gözlemleri 23 kilometrelik dev bir gaz bulutu tespit etti. Bilim insanları, bu durumun 3I/ATLAS’ın oluştuğu ortamın farklılığı veya çekirdekteki buz yapısından kaynaklanabileceğini belirtiyor.
Gözler 29 Ekim’de
Kuyrukluyıldız, 29 Ekim’de Güneş’e en yakın noktaya ulaşacak. Ancak Dünya açısından Güneş’in arkasında kalacağı için gözlemler sınırlı olacak. Mars yörüngesindeki araçlar, bu dönemde görüntü yakalayabilir.
Güneş’i geçtikten sonra 3I/ATLAS, Dünya’ya en yakın konumuna yaklaşacak ve ardından Güneş Sistemi’nden çıkışını sürdürecek. Bilim insanları, Mart 2026’da Jüpiter’in yörüngesindeki Juno uzay aracıyla kesişme ihtimali üzerinde de duruyor.
Bu gizemli yolcu, yıldızlararası nesneler hakkındaki bilgilerimizi kökten değiştirebilecek nitelikte. Araştırmacılar, sınırlı zaman penceresini en verimli şekilde kullanarak 3I/ATLAS’ın sırlarını çözmeye çalışıyor.


