Defne Joy Foster ve İnci Türkay Arasındaki Kırgınlık Yıllar Sonra Ortaya Çıktı
"O salonda sabaha kadar oturup gittiği yere baktım…"
Bir dönemin efsane dizisi Sihirli Annem, yıllar sonra yeniden gündeme geldi. Dizinin sevilen oyuncularının buluştuğu özel programda, 2011 yılında hayatını kaybeden Defne Joy Foster'la ilgili yapılan duygusal açıklamalar izleyenleri derinden etkiledi. En çarpıcı an ise, “Betüş” karakteriyle hafızalara kazınan İnci Türkay’ın, Foster’la arasında geçen son diyaloğu anlatırken gözyaşlarına boğulduğu anlardı.
Yıllar Sonra Gelen Pişmanlık
Saba Tümer’in sunduğu programa katılan İnci Türkay, Jess Molho ve yönetmen Mustafa Kotan, ‘Sihirli Annem: Hepimiz Biriz’ filmi vesilesiyle bir araya geldi. Programın en dikkat çeken bölümü ise Defne Joy Foster anısına ayrıldı.
İnci Türkay, Foster’ın vefatından yalnızca iki saat önce yaşadıkları bir karşılaşmayı ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Hasta olduğu bir akşam Foster’ın evine gelerek kendisini dışarı çıkarmaya çalıştığını belirten Türkay, aralarındaki kırgınlığın tam o anda tatlıya bağlandığını söyledi.
“Griptim, hastaydım. O gün geldi ‘Kalk gidelim’ dedi. ‘Hastayım, nereye gideceğim’ dedim. Ama barışmıştık, düzelmişti aramız. Küslüğümüz de çok komik zaten, hemen barışırdık. ‘Gitme’ dedim, ‘Beyoğlu’nda ne işin var akşam akşam?’ Ama ‘Ay sıkılırım’ dedi ve çıktı. O salondan çıktı. Gece ateşlendim, sabah ölüm haberini aldım. O salonun kapısına bakarak 3-4 gece hiç uyumadım.”
Bu duygusal anlatım stüdyoda derin bir sessizlik yaratırken, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. İzleyiciler, “keşke”lerle dolu bu hikâyeye binlerce yorumla karşılık verdi.
Son Karşılaşma: Sarılıp Ağladı
Defne Joy Foster’ın o gece başka bir kırgınlığı da geride bıraktığı ortaya çıktı. Aynı gece yönetmen Mustafa Kotan’la bir mekânda karşılaştığını anlatan Kotan, Foster’ın kendisini görünce duygulandığını belirtti:
“Beni görünce sarıldı ve ağladı. ‘Yarın görüşelim’ dedik. Ama o yarın olmadı…”
Bu sözler, yıllar sonra bile dostlukların, kırgınlıkların ve zamansız vedaların ne kadar derin izler bıraktığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Küçük Kırgınlıklar, Büyük Pişmanlıklar
Programda hem nostalji hem de duygusal anlar bir aradaydı. Ekran başındaki izleyiciler içinse geçmişe özlem ve hayata dair önemli bir hatırlatma vardı: Kırgınlıklar çok kısa, pişmanlıklar ise uzun sürebiliyor. Türkay’ın yaşadığı iç hesaplaşma, dostlukların kıymetini hatırlatan bir mesaj niteliğindeydi.
