Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz her geçen gün derinleşirken, merhum Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, çözüm için güçlü bir alternatif sunuyor.

Kapitalizmin çıkmazına karşı insan merkezli, üretim odaklı bu yerli model, bugün uygulanabilirliğiyle dikkat çekiyor.

Ülkemiz derin bir ekonomik buhran yaşıyor. Hayat pahalılığı rekor seviyelerde, vatandaşın alım gücü her geçen gün düşüyor, üretici üretimden vazgeçiyor, esnaf siftahsız kepenk kapatıyor, gençler işsizlikle boğuşuyor. Bugünün Türkiye’sinde yalnızca para değil; umut da kıt, gelecek de belirsiz

Peki bu kriz neden yaşanıyor? Daha da önemlisi, çözüm nerede?

Sistemin Sorunu, Halkın Çıkmazı

Mevcut ekonomik sistem, yalnızca Türkiye'de değil, dünyada da alarm veriyor. Kapitalist sistemin dayattığı faizci ve borç odaklı ekonomi anlayışı, artık sorunların çözümü değil, bizzat kaynağı haline gelmiş durumda. Her krizde aynı reçeteler: kemer sıkma, borçlanma, faiz artırımı… Ancak ne vatandaş rahatlıyor, ne ekonomi düzeliyor.

“Bu Günler Gelecek” Demişti: Haydar Baş ve MEM

Tüm bu süreci yıllar önce öngören bir isim vardı: Merhum Prof. Dr. Haydar Baş. Ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli (MEM), bugün yaşanan tüm ekonomik sorunların bilimsel ve insan merkezli çözümlerini yıllar önce sunmuştu. Ancak ne yazık ki bu uyarılar zamanında dikkate alınmadı. Bugün ise toplumun büyük kesimi, MEM’in tarif ettiği kriz ortamını bizzat yaşıyor.

Kapitalist Düzen Çökerken...

Dünya ekonomisi bugün üç temel krizle boğuşuyor:

  • Borçla ayakta durmaya çalışan devletler
  • Faizle zenginleşen sermaye sınıfı
  • Değersizleşen emek ve üretim

Bu düzenin kazananı bir avuç elit kesim olurken, kaybedeni milyarlarca insan. Artık gözümüzü açmalı, bu sistemin bizi getirdiği noktayı sorgulamalıyız. Çözüm; kendimize, özümüze dönmekte.

İşte MEM’in Temel Çözümleri:

1. Tüketmek Kaynaktır – Alım Gücünü Artırma

MEM'e göre, alım gücü ekonomi için itici güçtür. Devlet, halkın doğrudan alım gücünü artırarak hem piyasayı canlandırır, hem üreticiyi destekler. Tarımda, sanayide devlet destekli üretim planlamaları yapılır. Tüketici ezilmez, üretici kazanır.

2. Vatandaşlık Maaşı – Sosyal Refahın Temeli

Modelin en dikkat çeken başlıklarından biri: her vatandaşa karşılıksız vatandaşlık maaşı. Bu maaş, piyasanın dönmesini, insanların temel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılamasını sağlar. Yoksulluk tarihe karışır.

3. Faizsiz, Borçsuz Ekonomi

MEM’de para borçla değil, üretim karşılığında basılır. Böylece devlet, faiz sarmalına girmek zorunda kalmaz. Milli para sistemiyle dış borca bağımlılık biter, ekonomik bağımsızlık sağlanır.

4. Milli Kaynakların Harekete Geçirilmesi

Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü kaynakları, yabancı şirketlere değil, Türk milletine hizmet edecek şekilde planlanır. Bu kaynakların işletilmesiyle hem istihdam artar hem ekonomik büyüme sağlanır.

5. Üretim, Emek ve Adalet Merkezli Yapı

MEM, zengini daha zengin yapmayı değil, herkese refahı yaymayı hedefler. Alın teri kutsaldır. İşçinin emeği değerlidir. Ekonomik kalkınma, insanı yaşatmakla eşdeğer görülür.

Bugünün Değil, Dünün Cevabıydı

Bugün yaşadığımız tablo, aslında yıllar önce uyarılmış olduğumuz bir gerçekliğin vücut bulmuş hâlidir. Haydar Baş’ın, onlarca kitapta ve kürsüde dile getirdiği uyarılar bugün daha net anlaşılıyor.

“Borçla dönen ekonomi batmaya mahkûmdur. Çözüm, üretmek ve kendi kaynaklarını harekete geçirmektir.” – Prof. Dr. Haydar Baş

Geç Kalmış Değiliz

IMF politikaları iflas etti. Neoliberal reçeteler, halkı mutlu etmiyor. Dünya yeni arayışlara yönelmişken, Türkiye için en güçlü çıkış kapısı MEM olarak öne çıkıyor. Bu sistem yalnızca Türkiye’ye değil, insanlığa umut olacak nitelikte.

Milli Ekonomi Modeli Neden Uygulanmalı?

  • Çünkü insanı merkeze alıyor.
  • Çünkü üretimi teşvik ediyor.
  • Çünkü emek ve alın terini yüceltiyor.
  • Çünkü borç ve faiz yerine milli servetle kalkınmayı esas alıyor.
  • Çünkü adil ve yaşanabilir bir ekonomi vaat ediyor.

Artık Tercih Zamanı

Ya aynı yanlışları tekrarlayarak tükenmeye devam edeceğiz,
ya da kendi özümüze, kendi değerlerimize ve Milli Ekonomi Modeli’ne döneceğiz.

Unutmayalım: Bir milletin kaderi, inandığı ekonomik modele bağlıdır.