Dünyaca ünlü Macar Müzikolog Bela Bartok, müzisyen bir babanın evladı olarak 25 Mart 1881'de dünyaya gelmiştir. 5 yaşında piyano çalmayı öğrenmiş, 7 yaşında konser vermiştir. 1899'da Budapeşte Müzik Akademisi'ne giren Bartok, 1905'te halk müziği ile ilgilenmiştir. Babası ile aynı adı taşıyan Bela Bartok 1910'da dünyaya gelen oğluna da aynı adı vermiştir. 1922'den itibaren düzenli konserler veren Bartok 1934'ten sonra Macar halk kültürü ile ilgilenmiştir. 1936'da Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Hungaroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Laszlo Rasonyi'nin önerisi, Ankara Halkevi Başkanlığı'nın daveti üzerine konferans ve konser vermek için Türkiye'ye gelmiştir. 1940'ta ABD'ye yerleşen Bela Bartok 26 Eylül 1945'te vefat etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ve yöneticilerin, milli heyecan içinde başlattığı Türk kültürü araştırmalarına katkıda bulunmak amacıyla yapılan Türkiye'ye daveti sevinçle kabul ettiğini söyleyen Bela Bartok, kendisinin amacının da aynı olduğunu belirtmiştir. Türk ve Macar halklarının kültür birliğini, köy türküleri mukayesesi ile araştırmak istemiştir. Türkiye'ye geliş sebebine ilişkin Bartok'un sözleri çok anlamlı ve önemlidir; “Türk halk musikisini incelemeyi, özellikle eski Macar halk musikisiyle eski Türk musikisi arasında herhangi bir bağ olup olmadığını ortaya çıkarmayı uzun zamandır istediğim için daveti büyük bir sevinçle kabul ettim.”
Türkiye dışındaki Türkler arasında yaptığı araştırmada, Macar halk musikisi ile Türk halk musikisi arasında benzerlikler tespit ettiğini belirten Bartok, sözlerine şöyle devam etmiştir; “Bir yandan eski Macar musikisi ile bin-bin beş yüz yıl kadar önce dilleri ve uygarlıkları eski Türklerin etkisinde kalmış olan yukarı Volga boylarında yaşayan Çeremis halkının musikisi, öte yandan eski Macar musikisi ile Rusya'nın Kazan bölgesinde yaşayan Türk-Tatar halkının musikisi arasındaki karşılaştırmalar, bu değişik halkların halk musikileri arasında belirgin bir ilişki bulunduğu sonucunu verdiğinden, söz konusu soruya bir cevap bulmak kaçınılmaz hale gelmişti.”
Bartok'un gelişi ile ilgili olarak Adana'da yayınlanan 20 Teşrinisani 936 tarihli Türk Sözü Gazetesi'nde “Macar musiki âlimi ve kompozitörü Bela Bartok'un ekspresle geldiği, Adana İstasyonu'nda karşılandığı, yanında İstanbul Konservatuarı Musiki Muallimi Bay Adnan ve Ankara Musiki Mektebi muallimlerinden Bay Necip Kazım ve Bay Ulvi Cemal bulunduğu” haber verilmiştir. Bir gün sonra yayınlanan gazetede de “Prof. Bela Bartok Türkülerimizi Tesbit Etmeğe Başladı” manşetiyle verilen haberde, Bela Bartok'un Adana Müze Müdürü Ali Rıza Yalman (Yalgın)'ın refakatiyle, önce Mersin'e, sonra da Osmaniye'ye gideceği bildirilmiştir.
Bela Bartok, Türkiye'de kaldığı 10 gün içinde 222324 Kasım 1936 tarihlerinde; Osmaniye Merkezi ile Gebeli, Çardak ve Tüysüz Köylerinde yaptığı araştırmalar hakkında şöyle demiştir;
“Araştırma çalışması için ayrılan zaman ne yazık ki oldukça kısaydı. Önümüzde sadece 9 gün vardı. Gezimizin plânları, özellikle toprakları hayli geniş olan Türkiye'nin bu çalışma için hangi bölgesinin seçilmesi gerektiği sorusu enine boyuna tartışıldı. Dr. Rasonyi'nin önerisi üzerine en sonunda, yörük aşiretleri denilen halkın kış aylarında konduğu yere gitmeye kararlaştırdık. Bu aşiretler; yazın Toros Dağları yöresinde, kışınsa ülkenin güney kıyısına yakın bir yerde Adana'nın (Seyhan) doğusuna 5060 mil uzaklıktaki Osmaniye yöresinde yaşayan göçebe bir halktı.”