Atakan Ertuğ’un belirttiği gibi, %25,8’lik bir komisyon kesintisi ve %4’lük ambalaj maliyeti, toplamda satış fiyatının yaklaşık %30’unun üreticinin eline geçmemesine neden oluyor. Bu oran, özellikle mobilya gibi yüksek maliyetli ve kargo hassasiyeti olan ürünlerde ciddi bir yük oluşturuyor.
“100 TL’lik bir ürünün sadece 70 TL’si üreticiye kalıyor.”
Bu durum, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) rekabet gücünü düşürüyor. Büyük üreticiler maliyetlerini daha iyi yönetebilirken, küçük üreticiler için bu tür kesintiler sürdürülebilirliği zorlaştırıyor.
Devlet Destekli Bir Pazar Yeri Mümkün mü?
Atakan Ertuğ’un dile getirdiği bir diğer önemli konu, devlet destekli bir pazar yeri oluşturulması fikri. Türkiye’deki e-ticaret pazarının büyük bir kısmı Trendyol, Hepsiburada ve Amazon gibi özel platformların elinde. Devletin, üreticileri koruyacak ve doğrudan satış yapmalarına imkân tanıyacak bir alternatif sunması, işletmeler için daha düşük komisyon oranları ve daha adil bir kazanç paylaşımı anlamına gelebilir.
Eğer devlet destekli bir pazar yeri kurulursa:
- Daha düşük komisyon oranları ile üreticilerin kâr marjı artırılabilir.
- Şeffaf maliyet yönetimi sağlanabilir.
- Türk üreticilerinin doğrudan müşteriye ulaşması kolaylaşabilir.
Ancak, böyle bir sistemin etkin çalışabilmesi için lojistik, ödeme sistemleri ve müşteri hizmetleri gibi altyapıların iyi yönetilmesi gerekiyor.
E-Ticarette Üreticilerin Karşılaştığı Zorluklar
- Komisyon oranlarının yüksek olması
- Kargo maliyetlerinin artması
- Devletin vergi politikalarının üreticilere ek yük getirmesi
- Alternatif satış kanallarının sınırlı olması
Türkiye’de yerli üreticilerin korunması ve desteklenmesi için devlet eliyle bir e-ticaret platformu oluşturulması fikri, uzun vadede hem üreticileri hem de tüketicileri koruyabilir.