Mustafa Kemal, gizlice Ankara’dan ayrılarak Akşehir’e geldi.
Akşehir yollarında kağnı arabalarında Türk insanı (kadın-erkek) silah taşıdı. Cephane üretti.
Büyük taarruz sonucu savaş meydanında 130 bin Yunan askeri kaybı vardı. Ve yaşananlar kıyamet gününde cehennemi yaşayanların perişan hali ile Vatan savunması için ölümü göze alanların kahramanlık destanları yazması görüntüleri idi.
Ağustos sıcaklarının buram buram insanı terlettiği günlerde Konya ovasında bir hareketlilik vardı. Ankara’dan ayrılarak Konya ovasına gelen ve hızlı bir şekilde Ilgın kasabasından Akşehir’e hareket eden otomobilin arkasından yükselen toz bulutları belliydi ki heyecanlı ve de hareketli bir görev için gidenlerin olduğunu gösteriyordu. O günlerde Konya-Ilgın-Akşehir hattında çalışan trenlerde de yoğunluk vardı. Vagonların içinde sıra sıra dizilmiş askerlerin sessizliği de görenlerin dikkatini çekiyordu. Ve tarihler Ağustos 1922 tarihini gösteriyordu.
Türk milletinin ölüm kalım savaşı yaptığı Ağustos 1922 içinde Anadolu’nun her yerinden askerler geliyordu, Akşehir’e. Adana yöresinden Pozantı vadisinden gelenler, Erzurum ve Kars diyarından gelenler, Samsun, Bolu, Rize gibi Anadolu’nun ücra köşelerinden vatan savunması için koşup gelenlerin ortak bir amacı vardı: Vatan mücadelesinde düşmanla ölüm kalım savaşı vermek. Ve ülkenin bağımsızlığını kurtarmak.
Akşehir’e gelen Mustafa Kemal Paşa, iki katlı tarihi binanın üst katındaki küçük odaya yerleşti. Çalışma odasında bir masa, bir telefon, kalemlik, kül tablası vardı. Masa başında savaş planları hazırlanırken gece sabahlara kadar gaz lambası söndürülüyordu.
Bölgenin coğrafi durumu, düşman askerlerinin mevzileri, geçit yerleri, yollar, dağlar tepeler harita üzerinde işaretlenmiş olarak yazılmıştı.

Düşman olarak görülen Yunan ordusunun Afyon-Kütahya yöresine yığdığı asker sayısı 200.000 civarındaydı. Uşak, Manisa, İzmir arasındaki yolarda hızlı bir araç trafiği vardı: Yunan ordusu tankıyla,. Topuyla, yaya veya atlı askerleriyle Anadolu içlerine Afyon taraflarına kadar gelmiş ve Dumlupınar yöresi başta olmak üzere saldırı için siperlere yerleşmişti. Tel örgüler arkasında siperlere yerleşen Yunan askerlerinin savunması için her türlü tedbir de alınmıştı.
Akşehir’de gece gündüz kağnı arabalarının sesi kulakları tırmalıyordu. Çoğu kez kağnılar üzerinde hareket halinde iken kurşun, barut, cephane üretimi yapılıyordu. Yaşlı kadınlar bile çalışıyordu.
Ordunun bir atım baruta, postal ayakkabıya, bir parça peksimet ekmeğe ihtiyacı var. Kağnı arabalarında gece gündüz çalışan o insanlar kimdi, isimlerini bile bilmek mümkün değil. Özetle onlar için “İsimsiz kahramanlar” diyebiliriz.

BÜYÜK TAARRUZ
BAŞLIYOR
26 Ağustos günü Mustafa Kemal’in hücum emriyle Türk süvari ve piyade alayları bulundukları mevzilerden şişmem gibi ileri atıldılar. Kısa sürede Yunan ordusunun arka bağlantı kolları kesildi. 30 Ağustos ve onu izleyen iki gün içinde Dumlupınar’da tarihin en kanlı meydan savaşı yaşandı. 1 Eylül günü Yunan Ordusu kumandanı General Trikopis esir alındı. Ve Mustafa Kemal’in huzuruna çıkarıldı. Savaşı izleyen günlerde Yunan ordusu tarihinin en ağır yenilgisi aldı. Yunan ordusunun kaybının 130 bin asker olarak açıklanıyor.
Mustafa Kemal savaş meydanında Yunan ordusunun acı durumuna tanıklık etti.
Bu savaşta Yunan Ordusu 130.000 den fazla askerini kaybetmiştir. Buna karşılık Türk askeri kayıpları 12.500 civarında tespit edilmiştir. Her iki tarafın sivil kayıpları üzerinde herhangi bir istatistik bulunmamakla birlikte Batı Anadolu'nun büyük ölçüde harap olması maddi kayıplar hakkında bir fikir verebilir.
Meydan savaşından sonra, çevreyi gezen Mustafa Kemal Paşa, düşmanın ağır yenilgisini, savaş alanında bıraktığı silah, cephane ve savaş malzemesini, ölülerini, sürü sürü esirin kafilelerle geriye götürülmesini gördükten sonra çok duygulanmış ve yanındakilere,
"Bu manzara insanlık için utanç vericidir. Ama biz burada vatanımızı savunuyoruz. Sorumluluk bize ait değildir" demiştir.
Ve savaş sonrasında bir kare fotoğraf tarih kitapları içinde yer aldı. Mustafa Kemal’in Kocatepe’de elini çenesine götürürken ve ayakta çekilmiş görüntüsü.
Büyük Taarruz ile ilgili olarak Türk ordusu askerlerin morallerini yükseltmek için bir tablo hazırladı ve altına da: “Afyon Karahisar’da melhame-i kübrasında (Ölüm kalım savaşında) kahraman askerlerimizin düşmana süngü hücumu”.
Ne mutlu düşmanları yenerek Türk milletinin vatan sahibi olmasını sağlayan insanlara. Kumandan ve askerlere..Ve de Akşehir’de kağnı arabalarında gece gündüz çalışarak silah ve cephane üreten taşıyan kadınlarımıza…