Toros Dağları’nın eteklerinde yüzyıllardır varlığını sürdüren Yörükler, Osmaniye kültürünün kalbinde yer alıyor.
Göçebe hayatın izleri, yayla şenliklerinden kıl çadırlara kadar pek çok gelenekte yaşamaya devam ediyor.
Osmaniye’nin sıcağı, sadece güneşten değil; toprağa, insana, geleneğe sinmiş bir sıcaklıktır. Bu topraklarda geçmişin ayak sesleri hâlâ duyulur, özellikle de Yörüklerin göç yollarında. Her yıl biraz daha şehirleşsek de, dağların eteklerinden gelen o eski ezgiler, keçi kılından çadırlar, bir de közde pişen kahvenin kokusu silinmez hafızalardan.
Yüzyıllardır Toroslar’ın eteklerinde doğayla iç içe yaşayan Osmaniye Yörükleri, Anadolu’nun kadim kültür mirasını bugüne taşıyor. Göçebe geleneği, sadece bir yaşam biçimi değil; aynı zamanda özgürlüğün, sabrın, emeğin ve doğaya duyulan saygının simgesi.
Bugün, Osmaniye’de birçok Yörük ailesi yerleşik hayata geçmiş olsa da, yayla kültürü hâlâ canlılığını koruyor. Zorkun, Mitisin, Olukbaşı gibi yaylalar yaz aylarında yeniden canlanıyor. Davul zurna eşliğinde yapılan yayla göçü, rengârenk kına geceleri, imece usulü yapılan düğünler… Her biri geçmişle bugünü buluşturan köprüler gibi.
Yörük kadını, tarlada çalışan elleriyle aynı zamanda halı dokur, çocuk büyütür, düğün düzenler. Erkekleri ise göç yollarını bilen, dağla, rüzgârla dost olmuş insanlardır. Kültürleri; kıyafetlerinden yemeklerine, türkülerinden masallarına kadar benzersizdir. Bugün hâlâ bir Yörük evine girdiğinizde sizi közde pişmiş kahveyle, tereyağlı bazlamayla karşılarlar.
Ancak zaman değişiyor. Beton yollar, teknolojik cihazlar, yerleşik hayat… Yörüklük artık sadece çadır kurmak değil; o ruhu yaşatmakla ilgili. Ve bu ruh, Osmaniye’nin dağlarında hâlâ yankılanıyor.
Toplumlar geçmişini yaşattığı sürece geleceğini inşa edebilir. Yörükler, sadece folklorik bir öğe değil; bu toprağın ruhudur. Onları anlamak, Osmaniye’yi anlamaktır. Ve Osmaniye, hâlâ Yörüklerin izini taşır.
Not: Bu yazı, yerel kültürümüzün yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması adına bir çağrıdır. Geleneği unutmadan, modernliğe uyum sağlamak mümkündür. Yeter ki köklerimizi hatırlayalım.