Anadolu’nun köklü şehirlerinden Karaman, Türk dili ve kültürü açısından çok özel bir yere sahiptir.

13. yüzyılda Karamanoğlu Mehmet Bey, “Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır” fermanını yayımlayarak Türkçeyi resmî dil ilan etmiştir. Bu tarihi karar, Karaman’ı “Türk dilinin başkenti” unvanına kavuşturmuştur.

Karaman, yalnızca Türkçenin resmî dil oluşuna değil, aynı zamanda halk edebiyatının ve tasavvufun önemli isimlerinden Yunus Emre’ye de ev sahipliği yapmıştır. 13. yüzyılda yaşayan Yunus Emre, sade ve anlaşılır diliyle Türkçeyi halkın gönlüne taşımış; sevgi, hoşgörü ve insan sevgisi temalı şiirleriyle hem Anadolu’yu hem de bütün Türk-İslam dünyasını derinden etkilemiştir.

Yunus Emre’nin dili, Karaman’da atılan “Türkçeyi koruma ve yayma” adımıyla daha da güçlenmiş; Anadolu’nun farklı şehirlerinde yankı bulmuştur. Onun eserleri, sadece dönemin insanına değil, yüzyıllar boyunca milyonlarca kişiye yol göstermiş; Türkçenin inceliklerini, zenginliğini ve derinliğini ortaya koymuştur.

Bugün Karaman, Yunus Emre’nin manevi mirasını yaşatmaya; Türkçenin güzelliğini ve gücünü yeni nesillere aktarmaya devam ediyor. Bu topraklar, sadece bir şehir değil; Türk dilinin ve kültürünün kök saldığı, yeşerdiği kutsal bir mekân olarak anılmayı sürdürüyor.