Mersin’in Silifke ilçesi, tarihî dokusunu yansıtan iki önemli mirasıyla yerli ve yabancı ziyaretçileri kendine çekiyor: Göksu Nehri üzerine kurulu Taşköprü ve kentin zirvesinde yükselen Silifke Kalesi.
Bu iki yapı, sadece mimari özellikleriyle değil, binlerce yıllık geçmişiyle de dikkat çekiyor.
Roma'dan Günümüze: Taşköprü
Göksu Nehri üzerinde yükselen Taşköprü, MS 77-78 yıllarında Roma İmparatoru Vespasian adına, dönemin Kilikya valisi L.
Octavius Memor tarafından inşa edildi. Antik dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilen köprü, ilk yapıldığında yedi gözlüydü. Ancak zamanla yapılan restorasyonlarla bugün beş gözü ayakta kalmış durumda.
120 metre uzunluğunda ve 5,4 metre genişliğindeki köprü, halen kullanılabilir durumda olmasıyla dikkat çekiyor.
Göksu kenarındaki yürüyüş yolları, parklar ve kafeler, köprünün çevresini hem tarihî hem de turistik bir cazibe merkezi hâline getiriyor.
Zamana Direnen Kale: Silifke Kalesi
Silifke’nin yüksek tepelerinden birinde konumlanan Silifke Kalesi, Helenistik Dönem’e uzanan köklü bir geçmişe sahip.
MÖ 312 yılında Seleukos Krallığı'nın kurucusu I. Nikator tarafından yaptırıldığı tahmin edilen kale; Roma, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı dönemlerinde de aktif olarak kullanıldı.
250 metreye 75 metre boyutlarındaki oval planlı kale, geçmişte 23 burçla çevriliydi. Bugün bu burçların 10’u hâlen ayakta. 
Kalede ayrıca sarnıçlar, depolar ve kemerli geçitler gibi birçok iç yapı bulunuyor. Kaleye çıkanlar, hem tarihi dokuyu hissediyor hem de Silifke’yi kuş bakışı seyretme imkânı buluyor.
Kültürel ve Turistik Zenginlik
Silifke, sadece bu iki yapıyla sınırlı kalmıyor. Çevrede yer alan Jupiter Tapınağı, Atatürk Evi, Antik Çarşı ve Tekir Ambarı Sarnıcı gibi değerli noktalar, ilçeyi bir açık hava müzesine dönüştürüyor. Özellikle yaz aylarında artan ziyaretçi sayısı, bölgenin turizm potansiyelini gözler önüne seriyor.
Silifke Belediyesi yetkilileri, “Tarihi mirasımızı koruma ve tanıtma çalışmalarına hız verdik.
Hem Taşköprü hem de kalede sürdürülen restorasyonlarla bu yapılar gelecek nesillere aktarılacak,” diyerek bölgenin kültürel değerlerine sahip çıkıldığını belirtiyor.
