Annelerimizin elleriyle yaptığı lezzetli tarhanayı ve diğer geleneksel yemekleri unutmuşuz. Bugün marketten hazır çorbalar alıyoruz ve doğal lezzetlerden uzaklaşıyoruz. Bu sebeple, genetiği değiştirilmiş organizmalı gıdalara mahkûm kalıyoruz.
Kızımıza en iyi imkanları sunuyoruz, onu müzikten dillere kadar birçok alanda yetiştiriyoruz ama basit limonata yapmayı, yoğurdu çırpıp ayran yapmayı öğretememişiz. İşte bu yüzden o da hazır meşrubatları tercih ediyor, gelecekte torunlarımız da aynı alışkanlıkları edinebilir.
Evde yapılan doğal ve sağlıklı yemeklerin yerini fast food ve hazır ürünler almış. Oğlumuz artık evde yapılan lezzetli börekleri, salçaları özlemiyor, hamburger ve abur cubura alışmış durumda.
Kendi yoğurdumuzu yapmak, sütlaç ve kek yapmak belki de o kadar zor değil. Ancak hazır ürünleri tercih etmek daha kolay geliyor. Unutmuşuz evde ekmeği, tatlıları yapmayı ve ailenin sağlığına katkıda bulunmayı.
Pazar alışverişinde doğal ve yerel ürünleri seçmek yerine, genetiği değiştirilmiş ürünlere yönelmişiz. Böylece çocuklarımız da doğal besinler yerine endüstriyel ve sağlıksız gıdalar tüketiyor.
Mutfakta doğal ürünlerle harikalar yaratmak yerine, hazır ve işlenmiş gıdaları tercih ediyoruz. Aslında bu tercihlerimizle mutfak genetiğimizi kaybettik ve sağlığımızı riske attık.
Artık, tekrar kendi özümüze dönmemiz ve doğal beslenmeye önem vermeye başlamamız gerekiyor. Annelerimizden öğrendiğimiz tarifleri yeniden hatırlamalı, çocuklarımıza sağlıklı yemekleri öğretmeliyiz. Evde yapılan yemeklerin lezzetini ve sağlıklı etkilerini tekrar keşfetmeliyiz. Genetiği değiştirilmiş ürünler yerine yerel ve doğal ürünleri tercih etmeliyiz. Böylece gelecek nesillerimiz de sağlıklı ve bilinçli bir şekilde beslenebilir.