Bugün, Türk siyasetinin renkli simalarından biri, Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucusu ve öncü lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın doğum günü. 28 Ocak 1947'de Trabzon'un Akçaabat ilçesinde dünyaya gelen Baş, hayatını siyasete, eğitime, ve ekonomiye adayarak ülkesine önemli katkılarda bulunmuştur.

Haydar Baş, Türkiye'nin birçok farklı alanında kendini göstermiş bir şahsiyettir. Akademik kariyerine başlamadan önce Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun olan Baş, Bakü Devlet Üniversitesi'nde eğitimine devam etmiş ve doktorasını "Veda Hutbesinde İnsan Hakları" konusunda yaparak büyük bir bilim insanı olarak tanınmıştır.

Haydar Baş 2
Siyasi kariyerine 1970'lerde adım atan Haydar Baş, farklı dönemlerde farklı partilere destek vermiş, ancak 2001'de Bağımsız Türkiye Partisi'ni kurarak kendi liderliğinde siyaset sahnesine damgasını vurmuştur. Türk siyasetine getirdiği özgün bakış açıları ve "İş, aş, bu defa Haydar Baş" sloganı ile halkın ilgisini çekmiş, partisini önemli bir aktör haline getirmiştir.
Baş, sadece siyasetle değil, aynı zamanda medya sektöründe de etkin bir şekilde yer almıştır. Meltem TV, Mesaj TV, Öğüt, Mesaj, İcmal dergisi ve Yeni Mesaj gazetesi gibi medya kuruluşlarının sahibi olması, onun sadece siyasetle değil, aynı zamanda iletişim ve düşünce dünyasına da katkıda bulunduğunu göstermektedir.
Bugün, Türkiye'nin köklü liderlerinden biri olan Haydar Baş'ın doğum gününü kutlamak, onun emekleri ve hizmetleri için minnettarlık duymak adına bir vesiledir. Onun fikirleri, politikaları ve liderlik anlayışı, Türkiye'nin geçmişi ve geleceği üzerinde önemli bir iz bırakmıştır. 

34Dinler Arasi Diyalog Vatikanin Projesidir3413978854660 H1149103DİNLER ARASI DİYALOĞ 
Yegane Hak din, İslam'ın temeli olan tüm kavramların Hristiyan itikadına benzeterek dezenforme hareketine temelden ve ilk önce karşı tavır ortaya komuştur.

Prof. Dr. Haydar Baş, 1998 yılında Fethullah Gülen'in Vatikan ziyareti öncesinde, Gülen'i uyararak dinler arası diyalogun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dair endişelerini dile getirmiştir. Baş, Gülen'in Hıristiyan din önderleriyle yakın ilişkiler kurmasını, karşılıklı dostluk mesajları göndermesini ve dinler arası diyalog fitnesini eleştirmiştir. Ona göre, bu tür faaliyetler, İslam'ın temel prensiplerine aykırıdır ve genç nesillere yanlış bir mesaj gönderme potansiyeli taşır.
Haydar Baş, dinler arası diyalogun özünde küfürle hak arasında bir ortaklık olamayacağını savunarak, Hıristiyanlık ile İslam'ın temel prensipleri arasında ciddi farklar olduğunu vurgulamıştır. Ona göre, bu tür diyaloglar, İslam'ın özünden sapmaya ve gençlerin yanlış bir inanç sistemine yönlendirilmelerine neden olabilir.
Baş'ın bu eleştirileri, dinler arası diyalog konusundaki farklı görüşleri ortaya koyması bakımından önemlidir. Ancak, bu eleştirilere rağmen, dinler arası diyalog kavramı genel olarak, farklı inançlara mensup bireylerin birbirleriyle daha iyi anlaşmalarını teşvik etmeyi amaçlayan bir çaba olarak varlığını sürdürmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu konudaki mücadelesi, din ve kültürler arasında daha sağlam bir anlayış oluşturulmasına yönelik bir bilinçlenme sürecini temsil etmektedir. Dinler arası diyalogun nasıl ele alınması gerektiği konusundaki tartışmalar, farklı dünya görüşlerinin çatışması ve anlayışın derinleşmesi açısından önemli bir zemin sunmaktadır.

Haydarbas Fethullah Gulen Hakkinda Erdogani UyarmistiProf. Dr. Haydar Baş ve 15 Temmuz Darbe Girişimi: Bir Uyanış ve Direniş Hikayesi

Türkiye'nin tarihinde önemli bir döneme damgasını vuran 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimi, milletin birlik ve beraberlik ruhunu zorlu bir sınavdan geçirdi. Ancak, bu karanlık günün kahramanlarından biri olarak anılan isimlerden biri de Prof. Dr. Haydar Baş oldu. İslam alimleri arasında öne çıkan ve Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kurucusu olan Haydar Baş, yıllar öncesinden FETÖ'nün tehlikelerine dikkat çekiyor ve uyarılarda bulunuyordu.

HaydarbasHaydar Baş'ın FETÖ'ye  Dair Uyarıları
Prof. Dr. Haydar Baş, Fetullah Gülen hareketini uzun yıllar boyunca yakından inceleyen bir isimdi. Dinler arası diyalog ve medeniyetler ittifakı adı altında yürütülen faaliyetleri, özellikle ılımlı İslam maskesi altında yürütülen gizli ajandaları eleştirmekteydi. 1998 yılında Vatikan'a giderek Papa ile görüşmesinden önce Gülen'e yazdığı mektupta, Gülen'in dinlerarası diyalog fitnesini deşifre ederek, İslam'ın temel değerlerine aykırı hareket ettiğini ifade etmişti.

Unnamed

15 Temmuz: Haydar Baş'ın Önceden Uyardığı  Tehlikenin Zirvesi
15 Temmuz gecesi Türkiye, tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hain darbe girişimi ile sarsıldı. Ancak, Haydar Baş, yıllar öncesinden bu tehdidi görmüş ve milleti bu tehlikeye karşı uyarmıştı. Fetullah Gülen'in örgütünün devlet içindeki kripto unsurlarının bir darbe girişimine kalkışabileceği konusundaki uyarıları, 15 Temmuz'un ardından daha net bir şekilde anlaşıldı.

17195Türk Milletinin Dirilişi ve  Haydar Baş'ın Rolü
15 Temmuz gecesi, Türk milleti meydanlara inerek tanklara, mermilere göğsünü siper etti. Bu kahraman duruş, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmanın simgesi haline geldi. Haydar Baş, bu direnişin öncülerinden biri olarak tarihe geçti. Yıllarca FETÖ'nün gerçek yüzünü anlatan Haydar Baş'ın çabaları, Türk milletinin bilinçlenmesine ve bu büyük tehlikeye karşı uyanık olmasına katkı sağladı.

Haydar Baş'ın Mirası
Haydar Baş, Türkiye'nin bağımsızlığına ve milli birliğine olan bağlılığıyla bilinen bir liderdi. Fetullah Gülen hareketinin tehlikelerini vurgulayarak, Türk milletini uyarıyor ve bu tehlikenin demokrasiye karşı bir saldırıya dönüşebileceğine dikkat çekiyordu. Onun mirası, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde, demokrasiye olan inancını pekiştirmeye devam etmek ve ülkenin geleceğini aydınlatmak olacaktır.

Küresel Güçlerin Oyunlarına Karşı Uyanık  Olunması Gerektiğini Savunmuştu 

Prof. Dr. Haydar Baş, yazılarında Türk milletinin ve İslam'ın değerlerine sahip çıkarak, dönemin küresel oyunlarına karşı uyarılarda bulunmuş ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehlikelere dikkat çekmiştir. Onun perspektifi, hem Türk milletinin birliğine vurgu yaparken hem de küresel güçlerin oyunlarına karşı uyanık olunması gerektiğini savunmuştu. 

"Tarih Tekerrür mü Ediyor?" -  25 Temmuz 2001
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 25 Temmuz 2001 tarihli yazısında, o dönemde Türkiye'nin karşı karşıya olduğu siyasi ve kültürel tehlikelere dikkat çekmiştir. İşte o yazıdan bazı önemli alıntılar:
"Bunlar artık siyasi bir boyut kazanmış vaziyettedir. Maksat bellidir. Milleti dininden uzaklaştırıp Hıristiyanlaştırmak ve bu vesileyle uzun zamandan beri devam eden Avrupalılaşma gayretlerine son noktayı koymak. Milleti, dininden uzaklaştırma noktasında sinsi bir taktik uygulanmaktadır.
Millete, 'dininizi bırakacaksınız' şeklindeki telkinlerin hiçbir fayda sağlamayacağını bilen güçler, 'Protestan Müslümanlık' anlayışını insanımıza empoze etmeye çalışmaktadır.
**Yani aslından tamamen uzaklaştırılmış, tamamen Hıristiyanlığın bakış açısına göre bir din anlayışı millete pompalanmakta, yerli figüranlar da bu anlayışın milletimize pompalanma işin de alet olarak kullanılmaktadırlar…"

Dinler Arasi Diyalog 357169

BOP ve Dinler Arası Diyalog - 2 Ocak 2005
"BOP'un iki ayağı vardır. Birincisi İslam dininin tahrifatı, ikincisi; siyasi ve askeri ayağı yani İslam coğrafyasını işgal etme ayağıdır. İslam'ın tahrifatı dinlerarası diyalog süreci ile devam etmektedir.
Maksat bu geniş coğrafyada yapılması planlanan silahlı işgallere karşı oluşacak direnişleri kırmak için dinlerarası diyalog senaryosu uygulamaya konmuştur.

Diyalog demek, Müslüman'ın Hıristiyanlaştırılması demektir.
Diyalog, Müslüman'ın direncinin kırılarak Hıristiyan'a teslim olması demektir.

Vatikan'a göre diyalog, İsa Mesih'in kurtarıcı olduğunu anlatarak insanları Hıristiyan yapmaktır. Diyalog, İslam'ı ve Müslümanlığı unutarak Hristiyan'ca yaşamak demektir.
**Diyalog, Türkleri ve Müslümanları Hıristiyanlaştırıp tepkisiz hale getirdikten sonra topraklarını ellerinden almak içindir."

Fethullah Gulen Papa Elele

Batı Dinlerarası Diyalog ve Misyonerlik -  5 Mart 2007
"Batı dinlerarası diyalog ve misyonerlik çalışmalarıyla Türkiye'de, kendine ait insan tipi yetiştirmeye çalışıyor.
**Eğer bir milletin, milli bütünlüğünü bozarsanız o millet, sürü haline gelir. O zaman o milleti o ahırdan bir başka ahıra taşıyıp dururlar. Şimdi bizi sürü haline getirmek istiyorlar. Bunlara 'hayır' demeye var mısınız?"
Buyuk Ortadogu Projesi NedirABD ve Büyük Ortadoğu Projesi - 24 Ocak 2008
"ABD, Büyük Ortadoğu Projesi ile İslam ülkelerinin sınırlarını ve nizamlarını değiştirme gayesi güdüyor. Kanın, gözyaşının durduğu yer yok.
Sen kalkıyorsun işgal edilmekte olan ülkelere mesaj taşıyorsun. Irak'ı, Afganistan'ı görmüyor musun? Yarın orada yaşananlar senin başına da gelebilir.
**Dinlerarası diyalog denilen işin adı şudur: Sakin gözünü açma, hazır ol vaziyette 'senden büyük yok' demeye devam et, teslim ol ve bekle."

Prof Dr Haydar Bas Tek Cikar Yol Kardeslik

İslam, Türk Milletinin Milli Dini - İslam Kültürü   16 Nisan 2010
"Esasen İslam, Türk milletinin milli dinidir. O'nu O'ndan kopardığınız zaman Türklüğü diye bir şeyi kalmaz. Bu milleti bir arada tutan en büyük harç İslam'dır ve milletimizi Türk yapan unsurdur.
O mayayı Muhammediyi atan Ehl-i Beyt'tir. Biz, onların nefesiyle konuşuyoruz. Onların sözüdür bizim sözümüz, bize ait olan bir şey yok, yanlış anlamayın.
Şimdi adamlar sözüm ona, İslam adına yola çıktılar en büyük savaşı buraya ilan ettiler. Bizi birbirine bağlayan unsurlarımız çok güçlüdür.
Bu manevi unsurlar maddeye kültür olarak yansıdı. Buna Türkİslam kültürü diyoruz. Kimliğimiz bu kültürdür. Şimdi bu kimlik duvar gibi batılın karşısında bir virgül taviz vermedi. Ne yapacaksın? Bu şahsiyeti yok edeceksin.
**Ilımlı dedikleri o menem şeyin adı bu. O kimliği yok etmek. Onu yok etmek için seninle savaşıyor. Kültürünle, medeniyetinle,siyasetinle savaşıyor. Önce dinini hallediyor ki bunları ardından tek tek alabilsin. Ve nitekim de böyle oluyor.
Büyük Ortadoğu Projesi ve İslam dünyasında oynanan oyunun adı Müslümanların birbirine girerek tamamen mefluç hale gelmesi ve bu ülke üzerinde hesabı olanların da bu memleketi onlara meydan etmesi gayreti ve çalışmasıdır.”