Türk edebiyatının önemli yazarlarından Orhan Kemal’in kaleme aldığı “Bereketli Topraklar Üzerinde”, Türkiye’nin güneyindeki bereketli Çukurova topraklarını ve Adana’yı anlatan unutulmaz eserlerden biridir.

Roman, 1950’li yıllarda Adana’ya çalışmak için gelen köylü gençlerin hikâyesini işler. İflahsızın Yusuf, Pehlivan Ali ve Köse Hasan, köylerinden kalkıp umutla Adana’ya gelir. Bu şehir, onlar için bir “ekmek kapısı”dır; pamuk tarlaları, fabrikalar ve geniş ova, hem zenginliği hem de yoksulluğu içinde barındırır.

Adana, Türkiye’nin en verimli tarım alanlarından biri olan Çukurova’nın kalbinde yer alır. Sıcak iklimi, bereketli toprakları ve pamuk üretimiyle meşhurdur. Yıllar boyunca farklı kültürlerin buluştuğu, göçlerin yaşandığı ve bu yüzden renkli bir sosyal yapıya sahip olmuş bir kenttir.

“Bereketli Topraklar Üzerinde” romanı, sadece bir dönemi değil; Adana’nın insanını, yaşam mücadelesini, toprakla olan ilişkisini ve sosyal sınıflar arasındaki çatışmayı da gözler önüne serer. Bu yönüyle eser, Çukurova’nın tarihine ve Adana’nın kimliğine ışık tutan önemli bir edebi belge niteliğindedir.

Orhan Kemal’in yalın ama etkileyici üslubu sayesinde, okuyucu Adana’nın sıcak güneşini, pamuk tarlalarında çalışan insanların alın terini ve büyük şehre umutla gelen gençlerin hayallerini yüreğinde hisseder. Böylece Adana, edebiyatın sayfalarında da yaşamaya devam eder; bereketiyle, sıcağıyla ve bitmeyen umuduyla.