7 Mart 1920, yalnızca bir tarihten ibaret değildir; bu tarih, Kadirli halkının bağımsızlık için verdiği şanlı mücadelenin nişanesidir. Esareti asla kabul etmeyen bir milletin onur ve direniş destanıdır.
KURTULUŞUN TEMELLERİ KUVAYI MİLLİYE’NİN DOĞUŞU
Mondros Mütarekesi’nin ardından Anadolu'nun dört bir yanında başlayan işgallere karşı halk direnişe geçti. Fransızlar ve onların desteklediği Ermeni birlikleri, Çukurova bölgesinde büyük bir zulüm dalgası başlattı. Adana, Kozan ve Kadirli çevresinde yaşayan Türk halkı, direnişi örgütlemek ve düşmana karşı mücadele etmek için Kuvayı Milliye saflarında birleşti.
Mustafa Kemal Paşa’nın yönlendirmesiyle, Kozan Sancağı ve ona bağlı olan Kars Kazası (Kadirli)’nin düşmandan temizlenmesi için harekete geçildi. Osman Tufan Bey, bölgedeki milli mücadelenin öncüsü olarak Kesim Köyü’ne geldi ve burada Kuvayı Milliye teşkilatını kurdu. Yanında halkın büyük desteğini alan Kahraman Osman Tufan ve birlikleri, 7 Mart 1920'de Kadirli'yi düşmandan temizleyerek tarihe adlarını altın harflerle yazdırdı.
İŞGAL YILLARI VE ZULÜM
Fransız işgali altındaki Çukurova, büyük acılar yaşadı. Kozan ve Kadirli çevresinde yaşayan Türkler, Ermeni çetelerinin saldırılarına maruz kaldı. Bölgede işgalin başlamasıyla birlikte Müftü Osman Nuri Efendi öncülüğünde bir araya gelen Kadirli halkı, canı pahasına bu kutsal toprakları korumak için Kuvayı Milliye saflarına katıldı.
Kadirli'nin önemli noktalarında oluşturulan direniş hatları, düşman ilerleyişini engellemek için canla başla mücadele etti. Nürpet, Bahadırlı, Hamam, Tahta bölgelerinde kurulan karakollar, halkın savunmasında büyük rol oynadı.
DÖNÜM NOKTASI: 7 MART 1920
Mart ayının başlarında, Kadirli halkının umudu giderek büyüyordu. Kuvayı Milliye saflarına katılan yerel direnişçiler, Tomukyan komutasındaki Ermeni silahlı birliklerini paniğe sürükledi. Kadirli şehir merkezinde yaşayan Ermeniler, Müftü Osman Nuri Efendi’den kendileri için güvence istedi. Müftü, insani bir çözüm sunarak Kadirli Ermenilerinin Kozan’a gönderilmesini önerdi. Aynı süreçte, Kozan’daki Türkler de Kadirli’ye getirildi.
7 Mart 1920 günü, Kuvayı Milliye çeteleri Osman Tufan’ın komutasında Söğütlüdere’den hareket etti. Sabah namazı vaktinde 500’ü aşkın Kuvayı Milliye neferi, davul-zurna eşliğinde en önde Türk bayrağı ile Kadirli’ye giriş yaptı.
Şehrin ileri gelenleri, Müftü Osman Nuri Efendi ve halk, kurtarıcı kahramanları büyük bir coşkuyla karşıladı. Osman Tufan, "Asıl kuvvet sizdedir!" diyerek halkın da bu mücadelede en büyük gücü oluşturduğunu vurguladı. Milli mücadelenin karargahı, Rüştiye Mektebi olarak belirlendi.
Böylece, Kadirli 7 Mart 1920’de bağımsızlığına kavuştu ve tarih, bu destansı günü unutulmaz bir zafer olarak kaydetti.
MUSTAFA KEMAL PAŞA’DAN GELEN HAREKET EMRİ
Bağımsızlık mücadelesini her cephede sürdüren Mustafa Kemal Paşa, 26 Mart 1920’de Adana ve çevresinde topyekûn taarruza geçilmesi için emir verdi. Silifke’den Maraş sınırına kadar tüm birlikler harekete geçti ve Kilikya bölgesi düşman işgalinden temizlendi.
Böylece Kadirli, Anadolu'nun bağımsızlık yolculuğundaki en önemli halkalardan biri oldu.
TARİHİ KARAR: 7 MART KURTULUŞ GÜNÜ İLAN EDİLDİ
Savaşın ardından yıllar geçti ve 1943 yılında bir araya gelen Kadirli halkı, 7 Mart 1920 tarihini resmi kurtuluş günü olarak kabul etti. O günden bu yana her yıl coşkuyla kutlanan bu özel gün, bağımsızlık ve vatan sevgisinin en güçlü simgelerinden biri olarak anılmaya devam etmektedir.
ŞEHİTLERİMİZE MİNNETLE
Bugün, özgür ve bağımsız bir Kadirli'de yaşıyorsak, bunu canlarını feda eden aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçluyuz. Onların fedakârlıkları ve vatan sevgileri, sonsuza kadar kalbimizde yaşayacak.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
KADİRLİ RUHU HEP YAŞAYACAK!
Kadirli halkı, 7 Mart ruhunu nesilden nesile aktararak milli mücadelenin ve bağımsızlık aşkının sembolü olmaya devam edecektir. Bugün de aynı azim ve kararlılıkla birlik ve beraberliğimizi koruyarak, atalarımızdan miras kalan bu güzel vatanı daha da ileriye taşımak hepimizin sorumluluğudur.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!