Osmaniye’nin serin cenneti Zorkun Yaylası, doğaseverlerin vazgeçilmez duraklarından biri olmayı sürdürüyor. Çam ormanlarının içinden geçen yollar, kuş sesleriyle dolu patikalar ve tertemiz havası ile Zorkun, şehir hayatının stresinden kaçmak isteyenler için adeta bir sığınak. Bu doğal güzelliklerin ortasında içilen bir fincan kahve ise, hem bedene hem de ruha iyi geliyor.
Rakımda Kahvenin Tadı Bir Başka
Zorkun Yaylası, Amanos Dağları’nın eteklerinde, deniz seviyesinden yaklaşık 1.600 metre yükseklikte yer alıyor. Serin havası ve oksijen zenginliği sayesinde burada içilen kahvenin tadı, şehirde içilenden çok daha farklı geliyor. Termosunu kapan ya da yayladaki kafeteryalardan birinde mola veren ziyaretçiler, doğanın içinde huzurlu anlar yaşıyor.
☕ “Zorkun’da sabahın erken saatlerinde orman kokusu eşliğinde içilen Türk kahvesi, kelimenin tam anlamıyla terapi etkisi yaratıyor.”
Aileler ve Kampçılar İçin Buluşma Noktası
Yaylaya gelen aileler için kahve molası, genellikle doğa yürüyüşü veya piknik sonrası tercih ediliyor. Kamp kuran ziyaretçiler ise çadırlarının önünde, dağ manzarası eşliğinde kahvelerini yudumlayarak güne başlıyor. Çevredeki doğal taşlar, tahta masalar ve basit oturma alanları, kahve keyfini daha da otantik hale getiriyor.
Yaylada Kahve Sunan Noktalar
Zorkun Yaylası’nda, yerel halk tarafından işletilen birkaç küçük işletme bulunuyor. Özellikle yaz aylarında yoğun ilgi gören bu alanlarda közde Türk kahvesi, damla sakızlı kahve ve çay çeşitleri ziyaretçilere sunuluyor. Dilerseniz kendi ekipmanlarınızı getirerek doğrudan kendi kahvenizi pişirme deneyimini de yaşayabilirsiniz.
🌲 “Sessizlik, doğa ve kahve… Zorkun Yaylası’nda bu üçlüyle geçen birkaç saat, haftanın tüm yorgunluğunu unutturuyor.”