Sürüngenler soğuk, korkutucu, karanlık, nerden çıkacağı belli olmayan mahluklar.
Ve bu mahlukatın komedik evrim tezine inanmış gibi yaparsak bir üst en modifiye olanı kaplumbağa diye varsayılabiliyormuş.
Yere yakın ağır hazmettire hazmettire yürüyüşü ve gizleneceği karanlık kovuk aramaya da ihtiyaç duymayacak kadar modifiye bir sürüngen kendi üzerinde kendisi taşıyor kovuğunu. Aynı zamanda ayakları var ve yürüyor sürüngenliğini de gizlimeye Mahkumdur.
Bu sürüngen mahluka benzer siyaset profilini benimseyen siyaset sürüngenleri de söz konusu olabiliyor.
Uzatmayalım, bunlar şirin şeyler.
Kertenkele siyaseti var bide fakat şirin olanları daha çok yeğleyelim örneğin bukalemun hayvanı. Ortadan çekilip her sürüngen gibi karanlık bir alanda saklanır, mevsimi gelince ortaya çıkar. Hele de ilk baharda aynı siyasetin ısınmaya başladığı zamanları kollayan benzeşikleri gibi uluorta yollarda bile gözükmeye yürümeye başlarlar. Renkten renge girer ve havalar ısındığında karanlıkta sinsice beklediği günlerde yapamadığı kadar çok yemeye çalışır. Her renge girip her önüne gelene mavi boncuk dağıtarak seçmenin başını döndürmekle oy toplayıcılığı yapan gibi renkten renge girerek besin zincirindekileri uzun dilleriyle yiyip tüketen bu sürüngen hayvan da sevilesi bi şey.

Yılan ise sürüngenler arasında daha da sürüngen bir mahluk. Fakat bukalemun hayvanına benzerliği tartışılmaz. Yılan da mevsimi gelince beslendiği fare vs. hayvanların açtığı deliklerde saklanır. Mevsimi gelince şayet saklandığı deliğin sahibi tarafından yenilmemişse dışarı çıkar. Öyle bir çıkar ki siyaset ısınınca sokaklarda gezen siyasetçi gibidir ısınmaya başlayan mevsimde sıcak olmasından dolayı yol kenarlarında hatta ortasında ısınan zeminden nemalanmak yaratılışından kaynaklıdır. Bu sebeple yollarda yılan görme olayları bu mevsimde olur.

Yılan siyasetinde olduğu gibi. Daha da hava ısınınca tenhaya çekilir ilk işi çoğalmak olur ve bol bol beslenir. Etrafına destekçi toplayan siyasetin yaptığı gibi bir yer bulur ve beklemeye başlar. Yiyebileceği lokma fırsatı düştükçe semirir. Olur ya mevsim ters düşerse çatal dilini kullanarak çoğalmak için halen yakınında bulunan yavrularını yoklar ve gözü görmediği için de evlat demez hem cins demez akraba demez tek tek yutar etrafındakilerini. Onun tek bir gayesi vardır bir tek kendisinin var olmasıdır. Fikirdaşını satan harcayan siyaset modelindeki gibi davranan yılan hayvanı tekrar karanlık bir deliğe girme vakti geldiğinde ise yine barındığı yerin sahiplerinin ellerindedir.
Yılan mahlukunun da bazı insanlar tarafından korunan cinsleri elbetteki var örneğin karayılan. Fakat onunda fıtratı tüm diğer türleriyle aynı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Yine de bazı insanlar tarafından şirin bulunmaya devam ediyor bizim kara.
Sürüngen siyasetçi modelleri ile sürünenler veya sürüne sürüne parçalayıp tuttukları arasında bir ilişki olmasa av ile avcı nasıl yakınlık kurupta biri diğerini yakalabilmesin?!
Sürünende de Varbişeyler