Osmaniye'nin sokaklarında, kahvehanelerinde, sohbetlerde sıkça duyulan bir cümle var: "Siyasetle gelen, siyasetle gider." Bu söz, maalesef son yıllarda kurumların başına getirilen kişilere dair halkın genel bir kanısını ifade ediyor. Bu kişilerin çoğu, liyakate dayalı bir seçim sürecinden geçmemiş, aksine siyasi bağlantıları sayesinde bu pozisyonlara atanmışlar.


Siyasi bağlantılarla yükselebilmek, birçok yerde olduğu gibi Osmaniye'de de sıkça rastlanan bir durum. Ancak bu, bir kurumun veya şehrin uzun vadede başarılı ve etkili olabilmesi için sürdürülebilir bir yöntem değil. Liyakat, bir kişinin bir görevi yerine getirebilmesi için sahip olduğu bilgi, beceri ve deneyime dayanır. Siyasi bağlantılarla gelen bir kişinin bu özelliklere sahip olma olasılığı düşük.


Bu durum, birçok olumsuz sonuca yol açıyor. Öncelikle, gerçekten liyakat sahibi olan ve o pozisyonda daha başarılı olabilecek kişilerin önü kesiliyor. İkincisi, liyakatsiz kişilerin kurum yönetimindeki hataları, vatandaşın yaşam kalitesini doğrudan olumsuz etkiliyor. Üçüncüsü, bu tür atamalar, halkın devlet kurumlarına olan güvenini sarsıyor.


Ancak en trajik olanı, bu durumun kendi kendini besleyen bir döngü haline gelmesi. Siyasetle gelen bir kişi, görev süresi boyunca genellikle kendi siyasi bağlantılarını güçlendirmeye çalışır. Bu da, aynı siyasi çevrelerin etkisinin daha da artmasına neden olur. Eğer bu kişi, siyasi nedenlerle görevden alınırsa, yerine yine benzer siyasi bağlantılara sahip bir başka kişi gelir. Bu döngü, liyakatin tamamen dışlanmasına yol açabilir.


Osmaniye gibi, tarih boyunca birçok zorluğun üstesinden gelmiş ve kendine has bir kültürel mirasa sahip olan bir şehir için bu durum kabul edilemez. Vatandaşların hizmet alabileceği, güvenebileceği kurumların oluşturulması için liyakatin ön plana çıkarılması gerekiyor. Siyasi bağlantılarla gelenlerin, siyasetle gideceği bir gerçek. Ancak liyakat sahibi kişilerin, bilgi ve deneyimleriyle hizmet edeceği bir gerçektir.
Osmaniye'nin ve tüm Türkiye'nin, gerçek anlamda liyakate dayalı bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Umarız ki, yakın gelecekte siyasi bağlantıların değil, gerçek liyakatin hakim olduğu bir döneme şahit oluruz.