Vergi Usul Kanunu uyarınca ticari faaliyetlerden elde edilen tüm kazançların belgeye bağlanması ve vergilerinin ödenmesi zorunlu bulunuyor. Buna rağmen bazı esnafların, ticari tahsilatlarını şahsi banka hesapları üzerinden yapmasına karşın fatura veya fiş düzenlememesi, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından “kayıt dışı hasılat” kapsamında değerlendiriliyor.

GİB’in Radar Sistemi Nasıl İşliyor?
Gelir İdaresi Başkanlığı, bankalardan temin ettiği veriler üzerinden yürüttüğü analizlerde, özellikle şahsi hesaplara yapılan para girişlerini mercek altına alıyor. Gün içerisinde çok sayıda farklı kişiden, görece düşük tutarlarda (yemek, kuaför, ürün bedeli gibi) para transferi yapılıp yapılmadığı kontrol ediliyor. Bu para hareketlerinin yazar kasa kayıtlarıyla eşleşmemesi halinde, hesap sahibi “izahata davet” sürecine alınıyor.

Tespit Halinde Ne Oluyor?
Vergi müfettişleri tarafından yapılan inceleme sonucunda, şahsi IBAN’a gelen paraların ticari kazanç olduğunun belirlenmesi halinde ciddi yaptırımlar uygulanıyor. Buna göre, geçmiş dönemlere ait gelir vergisi ve KDV geriye dönük olarak talep ediliyor. Ayrıca vergi ziyaına yol açıldığı gerekçesiyle, hesaplanan verginin bir katı tutarında ceza kesiliyor.

Bunun yanı sıra, fatura veya fiş düzenlenmemesi nedeniyle her bir işlem için ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası uygulanıyor. Bu ceza, işlem bedelinin yüzde 10’u oranında olmakla birlikte, yasal alt sınırların altında olamıyor.
“Eş Dost Parası” Savunması Kabul Görmüyor
Yetkililer, binlerce işlem bulunan hesaplarda “eş dosttan gelen para” savunmasının geçerli kabul edilmediğine dikkat çekiyor. Şahsi banka hesaplarının ticari tahsilat amacıyla kullanılması, POS komisyonundan tasarruf edildiği düşünülse bile, ilerleyen süreçte bu tutarın katbekat üzerinde cezalarla karşılaşılmasına neden olabiliyor. Uzmanlara göre, bu tür uygulamaların bedeli, tasarruf edilen komisyonun 10 katına kadar çıkabiliyor.




