Osmaniye’nin kuzeyinde, Ceyhan Nehri (Pyramos) kıyısında yer alan Kastabala Antik Kenti (Hierapolis), tarihi zenginliği ve kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. Geçmişi Geç Neolitik-Erken Kalkolitik Çağ’a (MÖ 5. bin yıl) kadar uzanan Kastabala, bölgenin en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak öne çıkıyor.
Perslerden Romalılara Uzanan Yolculuk
Kastabala’nın tarih sahnesine çıkışı Pers İmparatorluğu dönemi (MÖ 6. yüzyıl) ile belgeleniyor. Daha sonra Selevkoslar döneminde “Hierapolis” adını alan kent, özellikle Artemis Perasia kült merkezi olarak kutsal bir statü kazandı. Roma döneminde de önemini koruyan şehir, İmparator Septimius Severus tarafından imar edilerek bölgenin en görkemli merkezlerinden biri haline getirildi. Ayrıca Roma yönetimi tarafından şehre “oyun düzenleme hakkı” verilmesi, Kastabala’nın kültürel ve sosyal yaşamındaki önemini gözler önüne seriyor.
Sur, Kiliseler ve İmparatorluk İzleri
MS 4. yüzyılda surlarla çevrilen şehir, 5. yüzyılda inşa edilen kiliselerle birlikte dini bir merkez olma kimliğini sürdürdü. Roma ve Bizans dönemlerinde önemini koruyan Kastabala, Haçlı Seferleri sonrası büyük ölçüde terk edildi. Ancak geride bıraktığı kalıntılar, kentin ihtişamlı geçmişine ışık tutuyor.
2009’dan Bu Yana Kazılar Devam Ediyor
2009 yılında başlayan arkeolojik kazılarda bugüne kadar sütunlu cadde, tiyatro, hamam, dükkanlar ve kiliseler ortaya çıkarıldı. Ortaya çıkan bu yapılar, Kastabala’nın bir kent merkezi olmanın ötesinde ticaret, din ve kültür alanında da büyük bir öneme sahip olduğunu kanıtlıyor.
Turizmde Yeni Cazibe Merkezi
Kazıların ilerlemesiyle birlikte Kastabala Antik Kenti, Osmaniye’nin kültür turizmi açısından en önemli destinasyonlarından biri haline geliyor. Ziyaretçilerine binlerce yıllık bir geçmişi görme fırsatı sunan antik kent, aynı zamanda bölge halkı için de ekonomik ve kültürel katkı sağlıyor.





