Türkiye’de ev hanımları için uzun süredir beklenen emeklilik fırsatı Osmaniye’de de hayata geçiriliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan yeni düzenleme ile çalışmayan, ancak isteğe bağlı sigorta yaptıran kadınlar kendi adlarına emekli maaşı alabilecek. Ödenen prim miktarına göre maaş tutarı 15 bin TL’ye kadar çıkabiliyor.
SGK’nın isteğe bağlı sigorta sistemi, Osmaniyeli ev kadınlarına kendi sigortalarını başlatma imkânı sağlıyor. Bağ-Kur (4B) statüsünde yer alan kadınlar, 7.200 prim günü (yaklaşık 20 yıl) tamamladıklarında emeklilik hakkını elde edecek. 2025 yılı prim ödemeleri brüt asgari ücretin %32’si üzerinden hesaplanıyor; bunun %20’si emeklilik, %12’si ise sağlık sigortası payı olarak belirleniyor. Bu kapsamda aylık prim tutarı yaklaşık 6.400 TL olacak. Primlerini düzenli ödeyen kadınlar, hem sağlık sigortasından yararlanıyor hem de gelecekte kendi adlarına maaş alabiliyor.
Evinde el işi, gıda veya hediyelik ürün üreterek gelir elde eden kadınlar, esnaf muafiyet belgesi sayesinde vergi mükellefi olmadan prim ödeyebiliyor ve sigorta kapsamına dahil olabiliyor. SGK yetkilileri, özellikle internet üzerinden satış yapan veya pazar yerlerinde ürün satan kadınların bu sistemle sosyal güvencelere erişiminin kolaylaştığını vurguluyor.
Kadın sigortalılar için doğum borçlanması hakkı da büyük avantaj sunuyor. Her çocuk için 720 gün (2 yıl) borçlanarak toplamda 6 yıl prim kazanmak mümkün. Böylece emeklilik yaşı öne çekilebiliyor ve kadınlar erken emeklilik avantajından yararlanabiliyor.
Başvurular e-Devlet üzerinden kolayca yapılabiliyor. Kadınlar “İsteğe Bağlı Sigorta Başvuru” sekmesinden bilgilerini giriyor ve prim ödemelerini banka, PTT veya otomatik ödeme talimatıyla başlatabiliyor. Ödemelerle birlikte sigorta aktif hale geliyor ve emeklilik süreci başlıyor.
SGK uzmanı Mehmet Akif Avcı, “Ev kadınlarının düzenli prim ödemesi, gelecekte bağımsız gelir güvencesi sağlar. Bu fırsatı kaçırmasınlar” diyerek Osmaniyeli kadınlara çağrı yaptı. Uzmanlar, özellikle evde üretim yapan ve düşük gelir grubundaki kadınların bu imkândan yararlanması gerektiğini vurguluyor.
