Osmaniye’nin meşhur simidi, sadece bir atıştırmalık değil; geçmişten bugüne uzanan kültürel bir mirastır. Kentin özellikle sabah saatlerinde fırınlardan yükselen o odun ateşinde pişmiş, çıtır çıtır susamlı simit kokusu, şehri adeta güne hazırlar.
Osmaniye simidi, Ankara ya da İstanbul simidine göre daha yoğun kavrulmuş, dışı çıtır içi yumuşak yapısıyla dikkat çeker. Yöre halkının sabah kahvaltısında vazgeçilmezidir. Yanına bir çay, bazen de çökelek peynir ile eşlik eder.
Nasıl Hazırlanır?
Osmaniye simidinin tarifi, ustalık isteyen ve yıllar içinde şekillenen bir gelenekle bugüne ulaşmıştır. Temel farkı, hamurun hazırlanışı ve susamın kavrulma şekliyle ortaya çıkar. İşte geleneksel tarif:
Malzemeler:
-
5 su bardağı un
-
1 paket kuru maya
-
1 yemek kaşığı toz şeker
-
1 tatlı kaşığı tuz
-
2 su bardağı ılık su
-
Kavrulmuş susam
-
Pekmezli su karışımı (bulamaç için)
Yapılışı:
-
Un, maya, tuz ve şekeri karıştırarak yumuşak bir hamur yoğrulur.
-
Hamur mayalandıktan sonra bezelere ayrılır ve simit şekli verilir.
-
Şekil verilen hamurlar pekmezli suya batırılır, ardından bolca kavrulmuş susama bulanır.
-
Taş fırında ya da yüksek ısıdaki klasik fırında üzeri kızarana dek pişirilir.
Besin Değeri ve Sağlık Açısından Değerlendirme
Ortalama bir Osmaniye simidi 150-180 gram ağırlığındadır ve yaklaşık 350-400 kalori içerir. Tam buğday unu ile yapıldığında lif oranı artar. Susam sayesinde E vitamini, magnezyum, çinko gibi minerallerce zenginleşir.
Uzmanlar, simidin yanında peynir, zeytin ve yeşilliklerle tüketilmesini, dengeli bir kahvaltı için öneriyor.
Ustalardan Not:
Osmaniye’de uzun yıllardır simit üreten fırıncılar, simidin en güzel hâlinin sabah erken saatlerde fırından çıktığını belirtiyor:
“Bu işin sırrı susamda ve fırında. Simidin dışı kıtır, içi pamuk gibi olacak. Sabah çayıyla birleşince bir başka olur.”