Yöre halkının ve doğaseverlerin gözdesi olan yayla, özellikle ulu çınar ağaçlarının (Platanus) sarı ve turuncu tonlara bürünmesiyle ziyaretçilerine adeta görsel bir şölen sunuyor. Bu eşsiz kareler, Ali Doğan'ın objektifinden yansıdı.
Ulu Çınarların Işıltılı Hazan Dansı
Ali Doğan'ın kadrajından yansıyan bu kareler, Nacar Yaylası'nın karakteristik sonbahar atmosferini tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor:
-
Çınarların Görkemi: Yaylanın en dikkat çekici özelliği olan yaşlı ve heybetli çınar ağaçları, yapraklarını dökmeden hemen önceki altın sarısı, açık yeşil ve turuncu tonlarıyla karelere yansımış. Çınar ağaçlarının kalın, kıvrımlı gövdeleri ve açık renkli, pullu kabukları, manzaraya tarihi ve masalsı bir derinlik katıyor.
-
Dökülen Yaprak Halısı: Ağaçların altındaki zemin, dökülmüş kızıl kahve yapraklarla kaplanmış durumda. Bu doğal halı, yaylada yürüyüş yapanlara sonbaharın o meşhur, çıtırtılı sesini vadediyor.
-
Yere Vuran Işık: Ağaçların arasından sızan yumuşak sonbahar ışığı, manzarayı aydınlatarak sarı tonların ışıltısını artırıyor ve fotoğraflara huzurlu bir hava katıyor.
Buz Gibi Dere ve Canlı Yaşam
Nacar Yaylası'na hayat veren su kaynakları ve bitki örtüsü de Ali Doğan'ın fotoğraflarında önemli bir yer tutuyor:
-
Berrak Su Sesleri: Görsellerden birinde, yapraklar ve taşlar arasından akıp giden berrak ve sığ bir dere görülüyor. Su, berraklığı ile Nacar'ın temiz doğasını kanıtlarken, kenarlarda oluşan küçük çağlayanlar ve köpükler manzaraya hareket katıyor.
-
Su Kenarındaki Canlılık: Dere kenarlarında sonbahara direnç gösteren canlı yeşil eğrelti otları ve diğer nemli bölge bitkileri dikkat çekiyor. Bu yeşillikler, etrafa yayılan kahverengi ve sarı tonlarla güzel bir kontrast oluşturuyor.
-
Doğayla Bütünleşme: Bir karede görülen dere yatağına uzatılmış basit bir sulama hortumu (veya borusu), bölge halkının hala bu doğal su kaynaklarını günlük yaşamda kullandığını ve doğayla iç içe bir hayat sürdüğünü gösteriyor.
Ali Doğan'ın objektifinden yansıyan bu kareler, Nacar Yaylası'nın sadece yaz aylarında serinlemek için değil, aynı zamanda sonbaharın bu eşsiz renk geçişlerini deneyimlemek isteyen doğa fotoğrafçıları ve gezginler için de cazibe merkezi olmaya devam ettiğini kanıtlıyor. Bu görseller, Düziçi'nin sadece tarihi ve tarımsal zenginliğiyle değil, dört mevsim süren doğal güzellikleriyle de öne çıktığını bir kez daha gözler önüne seriyor.




