Tarihi kent Antakya'nın kalbi olarak bilinen ve Asi Nehri üzerinde kurulu olan Köprübaşı mevkisinin, 1920'li yıllara ait olduğu belirtilen nadir bir fotoğrafı sosyal medyada ve tarih meraklıları arasında büyük ilgi uyandırdı. Bu özel kare, kentin Fransız Mandası altındaki dönemine (1920-1938) ait eşsiz bir görsel belge niteliği taşıyor.

Tarihi Köprü ve Asi'nin Huzurlu Akışı

Fotoğraf, merkeze aldığı yapılar ve doğal doku ile adeta zamanda bir yolculuk sunuyor:

  • Tarihi Köprü: Görselin odak noktasında, Asi Nehri üzerinde yer alan taş kemerli tarihi köprü bulunuyor. Bu köprü, yüzlerce yıl boyunca Antakya'nın iki yakasını birleştiren, ticaretin ve sosyal hayatın merkezi olmuştur. O dönemde köprünün sağlam ve temel bir geçiş noktası olduğu açıkça görülmektedir.

  • Nehrin Rengi: Fotoğrafta Asi Nehri'nin, bugünkü görünümünden farklı olarak, dikkat çekici bir turkuaz-yeşil tonda, berrak ve huzurlu bir şekilde aktığı gözlemleniyor. Bu renk, nehrin o yıllardaki ekolojik durumunun ve çevresel etkileşimin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

    OKÜ Kampüsünde Sonbahar Güzelliği
    OKÜ Kampüsünde Sonbahar Güzelliği
    İçeriği Görüntüle
  • Çevresel Doku: Sağ tarafta kadraja giren ulu ağaç, Köprübaşı'nın geçmişteki doğal güzelliğini ve gölgeli dinlenme alanlarının varlığını simgeliyor.

Geleneksel Çarşı ve Kent Mimarisi

Köprünün hemen sol tarafında, nehir kıyısı boyunca uzanan kentsel doku, o dönemin günlük yaşamına dair ipuçları veriyor:

  • Geleneksel Evler: Köprü kenarında sıralanan, çoğunlukla beyaz badanalı, kırmızı kiremitli çatılara sahip geleneksel Antakya evleri ve ticari yapılar dikkat çekiyor.

  • Köprübaşı Çarşısı: Nehir kenarındaki duvar boyunca uzanan ve bir kısmı gölgeliklerle örtülmüş gibi görünen kısım, buranın o yıllarda da canlı bir açık hava çarşısı veya pazar yeri (muhtemelen ünlü Köprübaşı Çarşısı'nın başlangıcı) olduğunu gösteriyor. İnsan silüetleri, bölgenin hareketliliğini yansıtıyor.

  • Dağlar ve Arka Plan: Kentin hemen arkasında yükselen ve yeşilin farklı tonlarına sahip tepeler (muhtemelen Silpius veya Stauris dağları), Antakya'nın dağlarla çevrili coğrafi yapısını gözler önüne seriyor.

Tarihçiler, bu tür fotoğrafların, kentin 1938'de Hatay Devleti'ne, 1939'da ise Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmadan önceki sosyal ve kültürel atmosferini anlamak açısından büyük bir değere sahip olduğunu belirtiyor. Köprübaşı, o günden bugüne siyasi, sosyal ve ticari değişimlere tanıklık eden, Antakya'nın hafıza noktası olma özelliğini korumuştur.

Muhabir: Resul Özdil