Osmaniye’nin en çok ziyaret edilen yaylalarından biri olan Zorkun Yaylası, doğanın kalbinde saklı bir cennet olarak dikkat çekiyor. Şehrin sıcak havasından uzaklaşıp serinliğe ve huzura kavuşmak isteyen vatandaşlar, özellikle Bahratın Gözü mevkiinde doğanın eşsiz güzelliğini doyasıya yaşıyor.
Zorkun Yaylası, Osmaniye merkezine yaklaşık 26 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Toros Dağları’nın eteklerinde bulunan yayla, yemyeşil ormanları, bol oksijenli havası ve tertemiz su kaynaklarıyla her yaz binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Özellikle Bahratın Gözü olarak bilinen bölge, soğuk su kaynakları, taşlık patikaları ve doğallığını koruyan yapısıyla dikkat çekiyor.
Doğanın kalbinde huzur
Bahratın Gözü, adını bölgeden çıkan buz gibi kaynak sularından alıyor. Yaz aylarında dahi serinliğini koruyan bu su, çevredeki bitki örtüsüne can veriyor. Ziyaretçiler burada hem piknik yapıyor hem de doğa yürüyüşleriyle Toroslar’ın nefes kesen manzarasının tadını çıkarıyor. Bahratın Gözü çevresinde oluşan küçük göletler, kuş sesleri ve çam kokusu, ziyaretçilere adeta bir doğa senfonisi sunuyor.
Osmaniyeli doğa tutkunları için Zorkun Yaylası yalnızca bir mesire alanı değil, aynı zamanda bir kültürel miras niteliğinde. Yıllardır yaz aylarında yaylaya çıkan aileler, burada hem geleneksel yaşam biçimlerini sürdürüyor hem de şehirden uzak, sade bir hayatın huzurunu yaşıyor.
Yayla turizmine katkı sağlıyor
Osmaniye Belediyesi ve yerel yönetimler, Zorkun Yaylası’nın doğal yapısını bozmadan bölgedeki turizm potansiyelini artırmak için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Yol ve altyapı düzenlemeleriyle yaylaya ulaşım kolaylaşırken, ziyaretçilerin daha konforlu bir deneyim yaşaması amaçlanıyor. Özellikle hafta sonları ve bayram tatillerinde bölgeye yoğun ilgi gösteriliyor.
Vatandaşların gözdesi: Bahratın Gözü
Osmaniyeli vatandaşlar, Bahratın Gözü’nün Zorkun Yaylası’nın en özel noktalarından biri olduğunu belirtiyor. Serin suyu ve doğallığıyla bölgeye gelen herkesin mutlaka uğradığı Bahratın Gözü, doğaseverlerin vazgeçilmez adresi haline geldi.
Osmaniyeli doğa tutkunu Ahmet Şahin, “Her yaz ailemle birlikte Zorkun’a çıkarız. Bahratın Gözü’nde suyun serinliği, kuş sesleri ve doğanın kokusu insana huzur veriyor. Buraya gelen bir daha gelmek istiyor.” diyerek bölgenin önemine dikkat çekti.
Yaylada yaşayan bazı vatandaşlar ise bölgenin doğal yapısının korunması gerektiğini vurguluyor. Kontrolsüz yapılaşmanın ve çevre kirliliğinin önüne geçilmesi halinde Zorkun Yaylası’nın Akdeniz Bölgesi’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olabileceği ifade ediliyor.
Zorkun Yaylası’nın Tarihi ve Doğal Önemi
Zorkun Yaylası, tarih boyunca Osmaniye ve çevresinde yaşayan halkın yaz aylarında göç ettiği önemli bir konaklama alanı olarak biliniyor. Osmanlı döneminden bu yana bölge halkı, sıcak yaz günlerinde yaylaya çıkarak hem serinliyor hem de hayvancılıkla uğraşıyordu. Günümüzde ise bu gelenek modern bir turizm anlayışıyla birleşmiş durumda.
“Bahratın Gözü, Zorkun Yaylası’nın kalbidir. Serinliğiyle, suyun berraklığıyla ve doğanın güzelliğiyle Osmaniyelilerin nefes aldığı yerdir.”
— Ahmet Şahin, Osmaniyeli Doğa Tutkunu
