Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 30. Taraflar Konferansı (COP30) sonrası, 2026 yılında yapılacak COP31’in Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşmesine karar verildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, COP30’da kömürden çıkış konusunda somut taahhütlerin eksik kaldığını, ancak adil geçişin daha çok gündeme gelmesinin olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Uyduranoğlu, Türkiye’nin iklim değişikliğinden en çok etkilenen Akdeniz Havzası’nda yer almasının COP31’in tematik açıdan önemini artırdığını vurguladı. Türkiye’nin, aşırı hava olaylarına karşı en kırılgan Avrupa ülkeleri arasında olduğuna dikkat çeken uzman, iklim politikalarında uyum stratejilerinin öncelikli olması gerektiğini ifade etti.

Türkiye’nin emisyon ticaret sistemi ve karbon vergisi gibi politikalar üzerinde çalıştığını aktaran Uyduranoğlu, bu araçların iklim değişikliğiyle mücadeleye kaynak sağlaması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Türkiye’nin kömürden çıkış ve sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda net hedefler belirlemesi gerektiğini belirten uzman, bu sayede COP31’de daha gerçekçi ve etkili enerji politikalarının tartışılabileceğini ifade etti.




