2 Mayıs 1942'de Osmaniye'nin Kadirli ilçesine bağlı Azaplı Köyü'nde dünyaya gelen Feymânî, şiirlerinde aşkı, toplumsal meseleleri ve ilahi sevgiyi derin bir ustalıkla işledi.
ÇOBAN OSMAN’DAN USTA ÂŞIĞA: BİR EDEBİYAT SERÜVENİ
Edebi hayatına 1964 yılına kadar Çoban Osman mahlasıyla başlayan Feymânî, altmışlı yıllardan itibaren hızla gelişen âşıklar geleneğinde öne çıktı ve kısa sürede ünlendi. Sadece şiir yazma yeteneğiyle değil; atışma yapma, türkülü halk hikâyeleri tasnif etme, beste yapma ve genç âşıklara rehberlik etme yönleriyle de dikkat çekti.
Âşık Feymânî, 1960'lı yıllar sonrası Çukurovalı âşıkların yetişmesinde ve ulusal çapta tanınmasında hayati bir rol üstlenmiştir. Onun bu rolü, Karacaoğlan'ın mirasını günümüze taşıyan en güçlü köprülerden biri olarak kabul edilmesini sağlamıştır.
"HER ŞEY HAYÂL İMİŞ": ŞİİRİNDE FELSEFİ DERİNLİK
Âşık Feymânî'nin şiirleri, halk edebiyatının geleneksel temalarını modern bir duyarlılıkla harmanlar. Şair, sadece beşeri aşkı değil, "Bâdeli âşıklar"dan biri olarak ilahi aşkı ve tasavvufi derinliği de eserlerine taşımıştır.
Usta âşığın hayata bakışını en çarpıcı şekilde özetleyen şiirlerinden biri olan "Ömür Sandığım", insan yaşamının geçiciliği ve dünyanın fani oluşu üzerine güçlü bir sorgulama sunar:
“Ben dünyayı dem-i devrân sanırdım, Her şey hayâl imiş, her şey düşümüş. Bu yaşa gelince farkına vardım, Her şey hayâl imiş, her şey düşümüş.”
Şair, bu eserde Timur, Cengiz ve İskender gibi tarihi figürlerden Sabancı ve Koç gibi modern iş adamlarına kadar herkesin akıbetinin aynı olduğunu vurgulayarak okuyucuyu naz ve niyaza (dua ve niyaz) yönlendirir.
Aşkın zorluğunu anlattığı "Bir Uzunca Yol" şiirinde ise "Aşk ocağı fırın değil / Yakışı var, sönüşü yok..." dizeleriyle, sevdanın geri dönülmez ve yakıcı etkisini çarpıcı bir metaforla ifade etmiştir.
MİRASI YAŞIYOR: "AHU GÖZLÜM" FİLMİ
Şiirlerinin büyük bir bölümünü kitaplarında toplayan Âşık Feymânî'nin yaşamı ve sanata olan tutkusu, "Ahu Gözlüm" adlı bir filmde de beyazperdeye taşınmıştır. Onun eserleri ve yaşam öyküsü, Türk halk şiirinin yaşayan bir geleneği olarak gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor.

Âşık Feymânî, yetiştirdiği öğrenciler ve Türk kültürüne kazandırdığı binlerce dize ile sadece Kadirli ve Çukurova'nın değil, tüm Türkiye'nin ortak edebi mirasının kıymetli bir parçası olmayı sürdürüyor.




