Osmaniye, Çukurova’nın doğusunda tarihin, kültürün ve doğanın iç içe geçtiği bir şehir… Ancak bugün sokaklarında dolaşıldığında, bir dönem günlük yaşamın vazgeçilmez parçası olan birçok gelenek ve kültürel öğe artık yalnızca büyüklerin hafızasında yaşamaya devam ediyor. “Bir zamanlar Osmaniye’de…” sözleriyle başlayan bu anılar, şehrin geçmişine ışık tutan değerli bir kültür mirasına dönüşüyor.

Osmaniye’nin eski evleri ve sokakları geçmişi yaşatıyor
Osmaniye’nin eski evleri ve sokakları geçmişi yaşatıyor
İçeriği Görüntüle

Köy Odalarından Şehir Kahvelerine: Bir Dönemin Sosyal Hayatı

Osmaniye’nin özellikle 1950–1980 yılları arasındaki sosyal yaşamında, köy odaları önemli bir yer tutuyordu. Büyükler, gençlere hem hayatı hem de gelenekleri öğretirken, kış geceleri soba etrafında anlatılan hikâyeler köy kültürünün en renkli parçalarından biriydi. O dönemlerin tanıklarından 78 yaşındaki Mehmet K., “Bir araya gelmek için bahaneye gerek yoktu. Çaydanlığın kaynaması yeterdi,” sözleriyle o günleri anlatıyor.

Bugünse bu odaların çoğu ya yıkılmış ya da aktif kullanımını kaybetmiş durumda. Yerlerini modern yaşamın getirdiği farklı sosyalleşme alanları alıyor.

Kaybolan Meslekler: Zanaatkârların Son Temsilcileri

Osmaniye’de bir dönem oldukça yaygın olan saraçlık, keçecilik, kalaycılık gibi el zanaatları da yavaş yavaş tarihe karışıyor. Aslantaş’ın eteklerinde kurulan eski çarşılarda ustaların çekiç sesleri yankılanırken, bugün bu meslekleri sürdüren usta sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Kalaycı ustası Ali D., “Bu meslek dedemden babama, babamdan bana kaldı. Ama benden sonrasında pek devam ettiren yok,” diyerek zanaat kültürünün giderek silinişinden duyduğu üzüntüyü dile getiriyor.

Unutulmaya Yüz Tutan Halk Oyunları ve Düğün Gelenekleri

Osmaniye düğünleri, davul-zurnanın hiç susmadığı, yöresel oyunların sabaha kadar sürdüğü şenliklerdi. “Osmaniye zeybeği” ve “Sürmeli oyunu” gibi bölgeye özgü pek çok halk oyunu, eskiden her düğünün vazgeçilmeziydi. Ancak günümüzde modern müzik ve salon düğünlerinin yaygınlaşmasıyla bu gelenekler de geride kalmaya başladı.

Yöre kültürünün araştırmacıları, bu oyunların kayıt altına alınması ve yeni nesillere aktarılması için çeşitli projeler yürütüyor.

Mahalle Fırınlarının Kokusu Hâlâ Hafızalarda

Bir zamanlar Osmaniye’nin her mahallesinde ortak fırınlar bulunurdu. Evlerde hazırlanan hamurlar komşuların dayanışmasıyla fırına götürülür, mahalleli sırayla ekmeğini pişirirdi. Hem fırınların sıcaklığı hem de insanlar arasındaki bağ bugün birçok kişinin özlemle andığı bir hatıra…

65 yaşındaki Ayşe T., “Komşunun ekmeği taştı mı herkes yardım ederdi. O fırınlar bizi birbirimize bağlardı,” diyerek samimi bir dönemi anlatıyor.

Kültürel Mirasın Geleceği İçin Çağrı

Osmaniye Üniversitesi bünyesinde yapılan son saha araştırmaları, şehirdeki geleneksel kültür mirasının kayıt altına alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Yetkililer, kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin, halk oyunlarının ve yaşlı kuşak hafızasındaki sözlü kültürün gelecek nesillere aktarılması için projelerin önemine vurgu yapıyor.

Kültür dernekleri ise “Bir Zamanlar Osmaniye” başlıklı bir arşiv oluşturmak için çalışma yürütüyor. Bu arşiv; fotoğraflar, ses kayıtları, anlatılar ve eski zanaat ürünlerinden oluşacak.

Muhabir: Resul Özdil