Bir zamanlar sadece ormanlarda yetişen yaban mersini, bugün 13 milyar dolarlık küresel bir pazarın ve sağlıklı yaşam endüstrisinin gözde ürünü haline geldi. “Mavi ekonomi” olarak adlandırılan bu yükseliş, yaban mersinini sofraların ötesinde, küresel ekonominin de stratejik oyuncusu yaptı. 2013 yılında 700 bin ton olan küresel üretim, 2024’te 2 milyon ton sınırını aşarak rekor kırdı. Bu büyümenin temelinde, meyvenin yüksek antioksidan değeri ve bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış sağlık faydaları yer alıyor.
Türkiye’de Yaban Mersini ve Tarımsal Teknoloji
Türkiye’de yaban mersini üretimi, tarım ve gıda teknolojilerine odaklanan girişim sermayesi fonları tarafından destekleniyor. Bu fonlar, yerel üreticilere yatırım yaparak topraksız ve veri tabanlı üretim modellerini ölçeklendiriyor.
-
Otomasyon ve Sensör Sistemleri: Bitkinin su ve besin ihtiyacı anlık belirleniyor, su tüketimi %40’a kadar azalıyor ve verimlilik artıyor.
-
İklim Riskine Dayanıklılık: Modern teknikler sayesinde sürdürülebilir ve öngörülebilir tarım mümkün hale geliyor.
-
Erken Hasat Avantajı: Türkiye, Batı Avrupa pazarına 30-40 gün erken hasat sunarak stratejik ihracat kapısı olabiliyor.
Son beş yılda yurt içi üretim on kattan fazla arttı. Özellikle topraksız tarım teknikleri, Osmaniyeliler de dahil olmak üzere yerel üreticilerin verimini yükseltti. Ayrıca yaban mersini, Türkiye’nin ortalama ihracat katma değerini kilogram başı 1,41 dolardan 5 Euro seviyelerine çıkarabilecek stratejik bir ürün olarak öne çıkıyor.
Küresel İş Birlikleri ve Modern Tarım
Öncü yerel üreticiler, ABD ve Avrupa merkezli şirketlerle iş birliği yaparak:
-
Modern tarım teknolojilerini (otomatik sınıflandırma, hassas kalite kontrol) ülkeye getiriyor.
-
Türk yaban mersinini doğrudan küresel pazarlara ulaştırıyor.

Özetle, yaban mersini Osmaniyeliler ve Türkiye için sadece bir meyve değil; yüksek katma değerli ihracata, kırsal kalkınmaya ve akıllı tarım vizyonuna katkı sağlayan stratejik bir yatırım olarak önemini artırıyor.





