Nisan ayında kaleme aldığı vasiyetinde El-Şerif, eşini ve çocuklarını geride bırakmanın üzüntüsünü dile getirirken, Filistin halkına olan bağlılığını vurguladı. “Acının tüm ayrıntılarını yaşayarak gördüm, defalarca ıstırabı ve kaybı tattım; yine de gerçeği olduğu gibi aktarmaktan bir an bile tereddüt etmedim” diyen El-Şerif, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlara karşı sessiz kalanlara da sert sözlerle seslendi.
Vasiyetinde, özgürlük mücadelesine destek olunması çağrısında bulunan El-Şerif, “Zincirlerin sesinizi susturmasına izin vermeyin. Toprağın ve halkının özgürlüğüne giden yolda köprüler olun” ifadelerini kullandı.

Ailesini de emanet eden El-Şerif, özellikle eşine ve çocuklarına sahip çıkılmasını istedi. “Allah’a şahitlik ederim ki O’nun hükmünden razıyım ve şehitler arasına kabul edilmek istiyorum” diyen El-Şerif, Gazze’yi ve mücadeleyi unutulmaması gerektiğini vurgulayarak, “Beni dua ile anın” dedi.
Enes el-Şerif, Gazze’deki saldırıda dört meslektaşıyla birlikte yaşamını yitirmiş, bu saldırı uluslararası medyada büyük yankı uyandırmıştı.





