Bir ilçenin nabzı, onun sokaklarında, parklarında, kültür merkezlerinde atar. Bu nabzın ritmi, yerel yönetimlerin aldığı kararlarla belirlenir.

Bu yüzden, belediye başkanı seçimi, sadece bir oy meselesi değil, aynı zamanda yaşam kalitemizi ve şehrin geleceğini doğrudan etkileyen kritik bir karardır.

Osmaniye'nin incisi Düziçi, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle öne çıkar. Ancak bu zenginliklerin yanı sıra, gurbetçilik, istihdam zorlukları ve içme suyu sıkıntıları gibi meselelerle de boğuşuyor.

Bu sorunların üstesinden gelmek için belediye başkanının vizyonu ne kadar önemliyse, bizim bilinçli bir seçim yapmamız da o kadar mühimdir.

Organize sanayi bölgeleriyle belediye başkanının uyum içinde çalışması, Düziçi'nin ekonomik potansiyelini ortaya çıkarabilir. Bu, ilçede yeni iş fırsatlarına kapı aralarak, gurbetçiliğin gölgesinde büyüyen ayrılıkları azaltabilir.

Düziçi'nden dışarıya göç, birçok aile ve dostluğu uzaktan yaşamaya zorluyor. Bu göç dalgasını durdurabilmek için, ilçemizde daha kaliteli yaşam ve iş imkanlarının sunulması gerekiyor.

İçme suyu, hayati bir ihtiyaçtır. Vatandaşların bu temel hakkı sorunsuz bir şekilde elde edememesi kabul edilemez. Yerel yönetimlerin, sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üreterek bu temel ihtiyacı karşılaması, ilçenin yaşam kalitesini doğrudan etkiler.

Ancak unutulmamalıdır ki, bu sorunların çözümünde en önemli rol, bilinçli ve özgür iradeyle oy kullanan biz vatandaşlara düşer. Oyumuzun değerini, maddi çıkarlarla ya da kısa vadeli menfaatlerle ölçmemeliyiz.

Oylarımız, demokrasimizin teminatıdır ve bu teminatı korumak, Düziçi'nin aydınlık geleceği için atacağımız en değerli adımdır.