Eğitim-İş Osmaniye Şube Başkanı Adem Yücel, sendikanın 20. kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamada, “Eğitim-İş, 20 yıllık mücadelesini Cumhuriyet’in aydınlık ilkeleriyle büyütmeye devam ediyor” dedi.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), kuruluşunun 20. yıl dönümünü büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyor. Eğitim-İş Osmaniye Şube Başkanı Adem Yücel, 17 Ekim 2005’te “aydınlık bir Türkiye’ye katkı sağlama umuduyla” kurulan sendikanın, bugün eğitim emekçileri ve Cumhuriyet değerlerine bağlı yurttaşların gözünde “kocaman bir çınara dönüştüğünü” ifade etti.
Yücel, yaptığı açıklamada, Eğitim-İş’in 20 yıllık mücadelesi boyunca Atatürk ilke ve devrimlerinden, laiklikten ve demokrasiden asla taviz vermeden yoluna devam ettiğini vurguladı.
“Eğitim-İş, yalnızca eğitim emekçilerinin değil, toplumsal muhalefetin de en güçlü sesi ve umudu haline gelmiştir.”
— Adem Yücel, Eğitim-İş Osmaniye Şube Başkanı
Laik, Bilimsel ve Kamusal Eğitim Vurgusu
Yücel, Eğitim-İş’in yalnızca sınıfsal mücadeleyle sınırlı kalmadığını, ülkenin geleceği olan öğrencilerin laik, bilimsel, kamusal, ulusal, çağdaş ve adil eğitim hakkını savunduğunu belirtti.
“Eğitim-İş, emekten, demokrasiden, halktan ve Cumhuriyet’in ilkelerinden yana net bir duruş sergileyen demokratik bir örgütlü güçtür.”
“Eğitimdeki Eşitsizlik Artarken Mücadelemiz Büyüyor”
Sendikanın haklılığının özellikle eğitimde eşitsizliğin arttığı, tarikatların eğitimi arka bahçeleri gibi kullandığı günümüzde daha net görüldüğünü ifade eden Yücel, toplumda oluşan farkındalığın Eğitim-İş’in sözünü daha da güçlendirdiğini söyledi.
“Bugünün iktidar güçleri, aydınlanma mücadelesinin harcının karıldığı eğitim alanında karşılarında en büyük engel olarak Eğitim-İş’i görmektedir. Bu, bizim için bir gurur kaynağıdır.”
“Eğitim-İş Gücünü Siyasetten Değil, Emeğin Onurundan Alır”
Adem Yücel, Eğitim-İş’in 160 bini aşkın üyesiyle mücadelesini büyüttüğünü belirterek, sendikanın gücünü siyasetten değil, emeğin onurundan aldığını vurguladı.
“Cumhuriyet ilkelerinin, demokrasinin, barışın ve laikliğin yılmaz savunucusuyuz. Şişirilmiş üye sayılarıyla beslenen yandaş sendikalardan çok daha güçlü bir konumdayız.”
“Eylemiyle Cesur, Söylemiyle Etkin Bir Sendika”
Yücel, Eğitim-İş’in “söylemiyle etkin, eylemiyle cesur, temsiliyetiyle güçlü” bir sendika olma hedefiyle yoluna devam ettiğini dile getirerek, yetkili sendika olduklarında emeğin onurunu en iyi şekilde savunacaklarını ifade etti.
“Gerçek ve tam bağımsız sendikacılık ilkesiyle hareket ediyoruz. Gücümüzü üyelerimizin inancından ve dayanışmasından alıyoruz.”
“Demokrasiden, Laiklikten, Kadın ve Çevre Mücadelesinden Yana Tavrımız Sürecek”
Yücel, Eğitim-İş’in yalnızca eğitim alanında değil, toplumu ilgilendiren her konuda da demokrasiden, laiklikten, insan haklarından, kadın mücadelesinden, çevre sorunlarından ve ilericilikten yana tutumunu sürdüreceğini belirtti.
“Tüm eğitim emekçileri insanca çalışma koşullarına ve onurlu ücretlere sahip olana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”
“İyi ki Eğitim-İş Var!”
Açıklamasının sonunda, Eğitim-İş’in kuruluşundan bu yana emek veren tüm üyelere teşekkür eden Yücel, “Hep birlikte yarattığımız bu başarıyı daha büyük zaferlere taşımak için el ele mücadele edeceğiz. İyi ki varsınız, iyi ki Eğitim-İş var!” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
