Osmaniye’de 1990’lı yıllarda mahallelerin kalbi olan bakkallar, yalnızca alışveriş yapılan yerler değil; samimiyetin, güvenin ve dayanışmanın yaşandığı mekânlardı. 1994 yılına ait bu kare, o dönemin Anadolu’sunda — ve elbette Osmaniye’de — bakkallık kültürünün en saf halini gözler önüne seriyor.
Tahta raflarda cam kavanozlar, el yazısı etiketler, eski teraziler ve içeri girdiğinizde sizi saran baharat, sabun ve kahve kokusu... Osmaniye’nin her mahallesinde buna benzer bakkallar vardı. Her biri, hem geçim kaynağı hem de mahalle halkının buluşma noktasıydı.
“Damar Sertliği Var mı?” Yazısı: Esnaf Mizahı ve Samimiyetin Simgesi
Fotoğrafta dikkat çeken “Damar Sertliği Var mı?” yazısı, Osmaniye esnafının halkla kurduğu içten iletişimin sembolü adeta.
O dönemlerde tanıtım ya da reklam tabelalarına gerek yoktu; esnafın sıcak bir tebessümü ve birkaç esprili cümlesi bile müşteriyi dükkâna çekmeye yeterdi.
Osmaniye’de bakkallar, ürün satmaktan çok daha fazlasını yapar; mahallenin nabzını tutar, insanları birbirine bağlardı.
Market Zincirleri Arasında Kaybolan Kültür
Bugün Osmaniye’de o eski bakkalların yerini büyük market zincirleri aldı.
Kasalar, barkod sistemleri ve plastik ambalajların arasında; bir zamanlar veresiye defterine not düşen esnafın sıcak gülümsemesi kaybolmaya başladı.
Ancak birçok Osmaniyeli, hâlâ çocukluğundaki o dükkânların kokusunu ve bakkal amcaların sesini özlemle hatırlıyor.
Geçmişin İzleri, Kültürel Bir Miras
Osmaniye’nin geçmişine ait bu fotoğraf, sadece bir bakkal görüntüsü değil; aynı zamanda emeğin, dürüstlüğün ve paylaşımın sembolü.
Bugün bu dükkânların yerinde marketler olsa da, o dönemin insan ilişkileri, samimiyeti ve esnaf kültürü halkın belleğinde yaşamaya devam ediyor.




