Yapılan bazı çalışmalarda yapay zekanın doğru tanı koyma oranının, hekimlere kıyasla 4 kat daha fazla olduğuna dikkat çeken Özlü, “Bu oldukça şaşırtıcı bir sonuç. Ancak kısa vadede yapay zekanın hekimliğin yerini alacağını düşünmüyorum. Doğru şekilde kullanıldığında hem hekim hem de hasta için büyük avantaj sağlayabilir” dedi.

Prof. Dr. Özlü, tanısal süreçlerde yapay zekanın giderek daha fazla kullanıldığını belirterek, “Ben de uzun süredir bu teknolojiden faydalanıyorum. Tanısal süreçte çok işimize yarıyor. Hekimlerle yapay zekanın kıyaslandığı bir çalışmada, özellikle zor vakalarda yapay zekanın isabetli tanı oranı çok daha yüksek bulundu. Ancak bu araştırmanın bazı kısıtlılıkları var. Çalışma pratisyen hekimler üzerinde yapılmış, sadece tanı sürecine odaklanılmış. Tedavi ve takip aşaması dahil edilmemiş. Ayrıca günlük basit vakalar yerine daha karmaşık dosyalar seçilmiş. Dolayısıyla uzmanlarla kıyaslandığında sonuçlar bu kadar belirgin olmayabilir” diye konuştu.

Yapay Zeka ile Şifa Arayışı: İnsanlığa Yeni Bir Dokunuş

Özlü, hekimliğin yalnızca tanı koymaktan ibaret olmadığını vurgulayarak, “Hekimlik bir sanattır. Hekimler sadece tanı koymaz, tedavi eder; aynı zamanda hastaların endişelerini ve kaygılarını da giderir. Hekim ile hasta arasında insani bir bağ vardır. Bu ilişkiyi yapay zekayla kurmak mümkün değil. Bu yüzden hiçbir hasta, hekimi bırakıp yalnızca yapay zekayla tedavi olmayı tercih etmez” ifadelerini kullandı.

Yapay zekanın henüz hekimliğin beceri gerektiren tarafını üstlenemeyeceğini söyleyen Özlü, “Ameliyat, biyopsi gibi girişimler hekimlik sanatının bir parçasıdır. Şimdilik yapay zekanın bunları bir hekim gibi yapması mümkün değil. Ancak zamanla bu alanda da gelişmeler yaşanabilir. Ben yapay zekanın hekimlikte tamamlayıcı bir rol oynayacağına ve mesleği daha ileri bir noktaya taşıyacağına inanıyorum” dedi.

Muhabir: Suğra İrem Yıldız