Nalbant, hancı, usta binici ve at yarışçısı olan Süllü Dayı, aynı zamanda başarılı bir jokeydi. “Süllü’nün atı, Süllü’nün hanı” sözleriyle tarif edilen Süllü Dayı, Osmaniye’nin sembol isimlerinden biri olarak hafızalara kazındı.
At yarışları Osmaniye’nin sosyal ve kültürel yaşamının önemli bir parçasıydı. Münir Keskiner, Süllü Dayı’yla ilgili anısını şöyle anlatıyor: “Babamın çırağıydı, nalbant çırağı. Çok güzel ata binerdi. Şimdiki askeriyenin yeri koşu meydanıydı. Orada yarış seyrederdik. Yarışın birinde, bindiği kırmızı-beyaz, nokta nokta benekli atı hiç unutamam. Atın sahibi Cevdet Emmi’ydi. Yarış bittiğinde arkasından gelen atla 50-60 metre fark vardı. Biz akraba çocuklarıyla çok sevinmiştik, eve kadar attan hiç ayrılmadık.”
Süllü Dayı’nın at yarışlarındaki ünü, halk arasında dilden dile anlatılan bir olayla pekişti. Fethi Alıcı, bu olayı şöyle aktarıyor: “At yarışlarında jokey olarak ata binen Süllü Dayı’ya seyirciler ‘Haydi Süllü, koştur Süllü!’ diye bağırıyorlar. Fakat Süllü’nün atı geride kalıyor. Attan inince soruyorlar: ‘Süllü Emmi, niye koşturmadın atını?’ Süllü Emmi’nin tarihe geçen cevabı şöyle oldu: ‘At koşmazsa Süllü neylesin!’ O günden sonra gayret eden ama işlerde başarılı olamayan kişilere bu söz söylenirdi.”

Rifat Ergeç, Süllü Dayı’yı şöyle hatırlıyor: “Osmaniye’nin sembollerinden biriydi. ‘Süllü’nün Atı’ deyimi çok şey anlatırdı. Rahmet olsun.” Hatice Önal Başlamışlı ise çocukluk anılarını dile getiriyor: “Süllü’nün at yarışlarına ailecek giderdik. O ne heyecandı! Çocukluğumuzda bayram gibi olurdu; herkes oradaydı. Çocuk yiyecekleri, horozlu şekerler, sakızlı şekerler, balonlar… O yarışlar çocukluğumun en güzel anılarıydı. Mekânı Cennet olsun Süllü Dayı.”
Güvel Kılınç, yarışların yapıldığı alanı anlatıyor: “Şimdiki askeriyenin yeri at yarışları alanıydı. Yani Osmaniye’nin hipodromu… Süllü Emmi yarışlara katılırdı. O zaman Osmaniye çok daha güzeldi.” Ruhi Örtlek ise Süllü’nün Hanı’na dair hatırasını paylaşıyor: “Süllü’nün Hanı’nın yıllarca karşısında oturduk. Sakat İngiliz atlarını getirir, tedavi ederdi. Oğlu Ali ile antrenman yaptırırdı. Rabbimiz sevdikleri ile Cennet’inde buluştursun.”
Süllü’nün Hanı, Musa Şahin Bulvarı Kadirli kavşağından sağa dönüldüğünde, Aşmar Market’in hemen yanında yer alıyordu. Mihrican Özgen, aynı mahallede büyüdüklerini belirterek, “Babam bizi Süllü Dayı’nın katıldığı at yarışlarına götürürdü. Çok severdik Süllü Dayı’yı. Mekânı Cennet olsun” diyor.
Osmaniye’nin unutulmaz simgelerinden Süllü Dayı, sadece bir at yarışçısı değil, aynı zamanda şehrin sosyal yaşamının, geleneksel yarış kültürünün ve halkın gönlünde özel bir yer edinmiş bir isimdi. Onun anıları, nesiller boyu Osmaniye’nin tarihine ışık tutmaya devam ediyor.
Hazırlayan: Gültekin Yılmaz





