Faytonlu Günlerin Çocukça Heyecanı
Osmaniye’nin eski zamanlarında, ulaşımın vazgeçilmez araçlarından biri faytonlardı. Çocuklar içinse bu at arabaları sadece bir taşıma aracı değil, aynı zamanda macera dolu bir oyun alanıydı. Faytonlar yavaşça ilerlerken, bazı cesur çocuklar arabacıdan habersizce arka dingile atlayarak gizli bir yolculuğa çıkardı. Ancak bu kaçamak yolculuk uzun sürmezdi…
Çünkü ya arkadaşları ya da diğer çocuklar yüksek sesle bağırarak arabacıyı uyarırdı:
📢 "Arkaya yağlı kırbaç!"
📢 "Arabacı, vur kırbacı!"
Bu sözleri duyan faytoncu, elindeki uzun kırbacı arkaya doğru şaklatır ve kaçak yolcuları yakalardı. Çocuklar kırbacın sert uyarısıyla kendilerini hızla yere atar, biraz korkuyla ama çokça gülerek bu heyecanı geride bırakırdı.
Faytonların Estetiği ve Osmaniye'nin Ulaşımı
Eski Osmaniye’de faytonlar sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda şehrin nostaljik siluetinin bir parçasıydı. Paytonların iki yanında lambalar olur, geceleri parlayan bu lambalar arabayı fark edilir hale getirirdi.
Osmaniye sokaklarında yankılanan bu ulaşım kültürü, türkülere bile konu olmuştu:
🎶 "Aynalı körük olmazsa ben gelin gitmem, ut kemane olmazsa aynalı körüğe de binmem..."
Türkülerde geçen "Aynalı körük" ifadesinin, dönemin faytonlarını ifade ettiği düşünülüyor.
Zaman İçinde Değişen Şehir ve Ulaşım
Osmaniye’de faytonların ve at arabalarının aktif olarak kullanıldığı dönemlerde, kırlangıçların bile faytonlarla yarıştığı anlatılırdı. Arabacılar zaman zaman bu hızlı kuşlara da kırbaç sallardı, ancak çoğu zaman onları ıskalarlardı.
Eskiden Zorkun’a kum taşıyan at arabaları vardı ve inişlerde fren yapmak için tekerleklerine metal lastikler takılırdı. Ancak zamanla motorlu araçların yaygınlaşmasıyla birlikte bu nostaljik ulaşım araçları Osmaniye’nin sokaklarından çekildi.
Günümüzde bir anı olarak kalan fayton kültürü, o dönemi yaşayanların hafızalarında tatlı bir hatıra olarak yerini koruyor.