Dünyanın dört bir yanında milyonlarca genç, iş gücü piyasasının kapısında bekliyor. 2025 yılı itibarıyla küresel genç işsizlik oranı %13'ün üzerinde seyrediyor ve bazı ülkelerde bu oran %50'yi aşıyor. Güney Afrika'da genç işsizlik %59,6 ile rekor seviyeye ulaşırken, İspanya (%25,3), Fransa (%20,4) ve Türkiye (%14,9) gibi ülkelerde de tablo endişe verici boyutlarda.
Bu durum yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir kriz olarak değerlendiriliyor. Gençlerin iş bulamaması, eğitim sistemlerinin iş gücü piyasasıyla uyumsuzluğunu, dijitalleşmenin yarattığı beceri uçurumlarını ve ekonomik büyümenin istihdam yaratmadaki yetersizliğini gözler önüne seriyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde gençlerin iş gücüne katılım oranı %36'ya kadar gerilemiş durumda.
Birçok genç, ne eğitimde ne istihdamda (NEET) kategorisinde yer alıyor. Bu grup, hem üretimden hem de sosyal destek sistemlerinden uzak kalıyor. NEET oranı Türkiye'de %28,8 ile OECD ülkeleri arasında en yüksek seviyede. Bu durum, gençlerin geleceğe dair umutlarını törpülüyor ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor.
Küresel ölçekte genç işsizliğin çözümü için önerilen politikalar arasında girişimcilik destekleri, dijital beceri eğitimleri ve kamu-özel sektör iş birlikleri öne çıkıyor. Ancak bu çözümler, yapısal reformlar olmadan kalıcı etki yaratmakta zorlanıyor. Gençlik, yalnızca geleceğin değil, bugünün de en kırılgan toplumsal kesimi haline gelmiş durumda.

Muhabir: Suğra İrem Yıldız