Alım Gücü Her Gün Eriyor, Sorun Sadece Ücret Değil!
Yücel, yalnızca düşük maaşlar değil, kamu kurumlarında yaşanan liyakatsizlik, mobbing, keyfi soruşturmalar ve adaletsiz mülakat sistemine de dikkat çekerek, kamu çalışanlarının çok boyutlu bir baskı altında olduğunu vurguladı.
“Kamu emekçisinin kaderi sadece masadaki üç-beş kalem maaş artışına indirgenemez. Liyakatten uzak atamalar, izin ve terfi haklarının baskı aracı olarak kullanılması, çalışma barışını zedelemektedir,” dedi.
4 Günlük Süre Kabul Edilemez
Toplu sözleşme teklifinin hâlâ açıklanmamış olması ve sürecin yalnızca 4 günle sınırlı tutulma ihtimali, kamu çalışanlarında büyük tepkiye yol açtı.
“2026 ve 2027’yi kapsayacak, milyonları ilgilendiren bir karar yalnızca birkaç gün içinde görüşülemez. Bu, emekçiye karşı açık bir ciddiyetsizliktir,” diyen Yücel, görüşmelerin adil, şeffaf ve katılımcı şekilde yürütülmesi gerektiğini savundu.
Enflasyon Ortamı Göz Ardı Edilemez
Birleşik Kamu-İş, teklif sürecinde Türkiye’nin içinde bulunduğu yüksek enflasyon ortamının göz önünde bulundurulmasını istiyor. Kamu emekçisinin alım gücünün eridiği, geçim sıkıntısının arttığı bir ekonomik tabloda, refah payının da masaya gelmesi gerektiği vurgulanıyor.
Biz Üretenleriz, Biz Çokuz, Ve Biz Kazanacağız!
Yücel, açıklamasının sonunda kamu emekçilerine bir kez daha seslenerek birlik çağrısı yaptı:
“Kamu İşveren Heyeti’ni uyarıyoruz: Emekçinin sesini duymayan, adil teklif sunmayan hiçbir masaya razı değiliz. Biz üretenleriz. Biz çokuz. Ve biz kazanacağız!”


