Doğa, insanlığa sayısız ders sunan en büyük öğretmendir.
Tropikal bir bitkinin yaşam döngüsüne baktığımızda aslında hayatla ilgili çok şey öğrenebiliriz. Ne çok güneş ne de tam gölge ister. Ne aşırı su ne de tamamen kuruluk. Ne fazla sıcak ne de dondurucu soğuk... Tropikal bitkiler, dengede kaldıklarında büyür, gelişir ve hayatın içinde var olurlar.
Tıpkı insanlar gibi.
Bir bitkinin sağlıklı büyüyebilmesi için güneşe ihtiyacı vardır ama çok fazla ışık ona zarar verir. İnsan da böyledir; sürekli göz önünde olmak, daima en parlak noktada bulunmak zorunda değildir. Bazen gölgede kalmak, nefes almak ve içsel gelişime odaklanmak gerekir. Hayat, sadece ışıkta büyümek değildir; bazen karanlık zamanlar, dinlenmek ve güç toplamak için gereklidir.
Dengeyi Koruyabilmek
Bu tropikal bitki gibi, insan da hayatını sürdürebilmek için uygun sıcaklıkta, uygun ortamda ve uygun besinle desteklenmelidir. Sürekli kaos içinde yaşamak, aşırı yoğun çalışmak ya da duygusal yükleri gereğinden fazla taşımak, insanı zamanla yıpratır.
Tropikal bitkiler soğuğa maruz kaldığında yaprakları sararır, kurur ve hatta ölür. Aynı şekilde bizler de fazla stres ve baskı altında kaldığımızda sağlığımızı ve mutluluğumuzu kaybedebiliriz.
Hayatta başarının ve huzurun sırrı, dengeyi kurabilmek ve bu dengeyi koruyabilmektir. Ne çok fazla yük almak ne de sorumluluklardan tamamen kaçmak... Ne aşırı disiplinli olmak ne de tamamen rahat davranmak... Bilinçli, ölçülü ve dengeli bir yaşam sürdüğümüzde sağlıklı büyüyebiliriz.
Birçok insan bitkisini severken farkında olmadan ona zarar verir. "Daha çok su vermezsem kurur" düşüncesiyle hareket ederler. Oysa ki toprağı gereğinden fazla sulamak, köklerin çürümesine neden olur ve bitkiyi öldürür.
Hayatta da bazen böyle değil mi? Bazen sevdiklerimize fazla müdahale ederek onlara zarar veririz.
Onların kendi yollarını bulmalarına izin vermek yerine, fazlaca yönlendirmeye çalışırız. Aşırı korumacılık, tıpkı fazla sulama gibi, onları sağlıklı bir şekilde büyümekten alıkoyar.
İlişkilerde de aynı durum geçerlidir. Birini çok fazla sahiplenmek, sürekli kontrol etmek ve alan tanımamak, tıpkı bir bitkinin köklerine fazla su vermek gibi, zamanla onu boğar. Oysa ki sağlıklı ilişkiler, sevgiyle beslenmeli ama özgürlükle büyümelidir.
Kendi Toprağını Seçmek
Her bitki her toprakta yetişmez. Tropikal bir bitkiyi kurak bir çölde yetiştirmek mümkün değildir, tıpkı bir kaktüsü tropik bir ormanda yaşatamayacağımız gibi. İnsan da böyledir. Her insanın gelişebileceği, kendini mutlu ve başarılı hissedebileceği ortam farklıdır.
Bazen yanlış bir ortamda, yanlış bir çevrede büyümeye çalışırız ve neden gelişemediğimizi sorgularız. Oysa ki doğru yerde olmadığımızda, ne kadar çabalarsak çabalayalım istediğimiz gibi gelişemeyiz.
Bundan dolayı, hayatın içinde her zaman şu soruyu sormalıyız: "Ben doğru ortamda mıyım? Hayatımı sürdüğüm bu koşullar benim gelişimimi destekliyor mu?" Eğer içinde bulunduğumuz ortam bizi beslemiyorsa, kendi toprağımızı değiştirmekten korkmamalıyız.
Doğadan Ders Almak
Bir tropikal bitkinin yaşam döngüsü, bizim de hayatta nasıl ilerlememiz gerektiğini gösteren harika bir metafordur.
Fazla yüklenmeden, doğru miktarda enerjiyle büyümek...
Kendi ışığımızı bulmak ama aşırı parlak ışıklardan da kaçınmak...
Kendi toprağımızı, yani yaşam alanımızı bilinçli seçmek...
Zaman zaman gölgede dinlenerek, gerektiğinde yeşermeye devam etmek...
Hayat da tıpkı bir bitki gibi dikkat, bakım ve denge gerektirir. Ve unutmayalım, her şeyin fazlası zarar verir. Tıpkı bir bitkiyi fazla sulamak gibi, kendimize fazla yüklenmek de bizi çürütür. Önemli olan, yaşamın doğal akışında, doğru dengeyi kurarak ilerlemektir.
