Ocak 2025 verilerine göre açlık sınırı 26.413 TL, yoksulluk sınırı ise 86.036 TL olarak hesaplandı. Bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti 33.982 TL’ye ulaşırken, en düşük emekli aylığı 16.881 TL’de kalıyor. Dul ve yetim aylıkları ise çok daha düşük seviyelerde seyrediyor; en düşük yetim aylığı 2.521 TL’den başlarken, dul aylığı 6.725 TL’ye kadar düşebiliyor. Bu rakamlar açlık sınırının dahi oldukça altında bulunuyor.
Avrupa ile kıyaslandığında tablo daha da çarpıcı. Almanya’da ortalama emekli aylığı 1.300-1.500 Euro seviyesinde. Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerde ise sosyal devlet mekanizmaları, düşük gelirli emeklilere ek destek sağlıyor. Türkiye’de en düşük emekli maaşı ise Avrupa’daki ortalama emekli maaşlarının yalnızca yüzde 15-20’sine denk geliyor.
Erdusun, Türkiye’de emeklilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasının önemli bir avantaj olduğunu vurgulasa da, barınma, gıda, enerji ve sosyal yaşam gibi temel ihtiyaçlar karşılanamadığında emekliliğin gerçek anlamda bir güvence sunmadığını belirtti.
Uzman, 2026 ve 2027 için açıklanan düşük enflasyon hedefleri doğrultusunda yapılacak zamların, emeklilerin alım gücünü artırmayacağını, mevcut maaşların yaşam maliyetlerini karşılamaktan uzak kalacağını ifade etti.
Türkiye’de emeklilik maaşları, açlık ve yoksulluk sınırları dikkate alındığında, “çalışmadan yaşayabilme” imkânı tanımıyor. Sosyal güvenlik sisteminin yalnızca sağlık değil, insanca bir yaşam için yeterli gelir sağlaması gerektiği vurgulanıyor.





