Toprağın içinde saklı mucizevi düzen, meyvedar ağaçlar aracılığıyla insanlığa hizmet etmeye devam ediyor. Özellikle Hindistan cevizi ve incir gibi meyve ağaçlarının sunduğu süt benzeri gıdalar, doğada gözle görülmeyen ama kalple hissedilen büyük bir sanatın habercisi niteliğinde.

Doğadaki Mucizevi2Gözle görülemeyen bir "hal diliyle" (lisan-ı hal), adeta rahmet hazinesine yönelen bu ağaçlar, en güzel gıdalardan biri olan "süt kıvamında özleri" meyvelerine taşırken, kendi ihtiyaçlarını basit bir çamurdan karşılıyor. Bu durum, sadece biyolojik bir süreç olarak değil, aynı zamanda üzerinde düşünülmesi gereken derin bir düzenin işareti olarak dikkat çekiyor.

Doğadaki Mucizevi3Ağaç, bir taraftan toprağın sıradan çamurunu özümseyerek onu arıtıyor, bir taraftan da bu çamurdan, insanoğluna faydalı, leziz ve hayat verici ürünler çıkarıyor. Hindistan cevizinin içindeki besleyici sıvıdan, incirin lif ve şeker yönünden zengin yapısına kadar her meyve, bu düzenin bir parçası olarak işlev görüyor. Bilimsel açıklamalarla kimyasal süreçler tanımlansa da, ardındaki bu derinlikte yatan ahenk ve denge, "rahmet" ve "hikmet" kavramlarını beraberinde getiriyor.

Doğadaki Mucizevi4Uzmanlara göre bu örnek, doğadaki her canlının ve sürecin tesadüflerle değil, belirli bir sistem ve amaçla var olduğunu gösteriyor. Ekolojistler ve çevreciler, bu tür örneklerin doğaya olan saygının artırılması, israfın önlenmesi ve sürdürülebilir yaşam için ilham kaynağı olması gerektiğini belirtiyor.

Ağaçların fedakârca sunduğu bu hizmet, hem bilimsel bir hayranlık konusu hem de manevi açıdan derin bir şükür vesilesi olarak görülüyor. Toprağın çamurundan süzülen bu eşsiz nimetler, sadece damaklara değil, kalplere de hitap eden birer doğa harikası olarak varlığını sürdürüyor.

Muhabir: Öznur Atayeter