Obsidiyen taşlarının taşıyıcı özelliği olmamasına rağmen, harçla birlikte kullanılması yapıya benzersiz bir görünüm kazandırdı. Taşların büyük kısmının Bingöl Solhan’dan getirildiği tahmin ediliyor.
Tarihi ve Mimari Özellikler
Müze, Osmanlı döneminde bazalt taşından tek kat olarak inşa edilmiş nadir yapılardan biri. 1917 yılında 2’nci Ordu Müfettişi olarak Diyarbakır’a gelen Mustafa Kemal Atatürk, bu binayı karargah olarak kullandı. 1937’de demiryolu açılışı için geldiğinde de burada konakladı. 1973 yılında müzeye dönüştürülen yapı, Atatürk’ün Diyarbakır’da geçirdiği dönemle ilgili görseller, videolar, balmumu heykeller ve savaş yıllarına ait malzemeleri sergiliyor.
Obsidiyen Taşlarının Estetik Kullanımı
Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, obsidiyen taşlarının ufalanarak binanın duvarlarına estetik bir şekilde yerleştirildiğini belirtti. Güneşin doğuşu ve batışında taşların parlaklığı binaya dikkat çekici bir görünüm kazandırıyor. Gizligöl, “Alt kat tamamen bazalt taşından yapılmış ve oldukça serin. Üst katın obsidiyen taşları ufalanarak kullanılmış, bu muhtemelen estetik bir kaygıdan kaynaklanıyor. Güneşin doğuşunda ve batışında taşlar parlak hale geliyor ve binayı uzaktan bile görmek mümkün” dedi.
Diyarbakır’daki bu eşsiz yapı, volkanik cam kullanılarak inşa edilen nadir örneklerden biri olarak hem mimari hem de tarihi açıdan büyük değer taşıyor.
