Günümüz dijital çağında, internet ve akıllı telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bilgiye anında erişim sağlayan bu araçlar, sağlığımızla ilgili merak ettiğimiz her konuda bize yardımcı olabiliyor gibi görünüyor.

Ancak bu sınırsız bilgi akışı, bazı bireyler için faydadan çok zarara yol açabiliyor ve "dijital sağlık kaygısı" olarak tanımlayabileceğimiz yeni bir olgunun ortaya çıkmasına neden oluyor: Siberkondri.

SİBERKONDRİ NEDİR?

Siberkondri, kişinin sürekli olarak internet ve cep telefonları aracılığıyla sağlık belirtileri araması, bulunan bilgileri kendi durumuyla ilişkilendirmesi ve bu durumun aşırı kaygıya yol açması halidir. Basit bir baş ağrısını beyin tümörü belirtisi olarak yorumlamak, internette okuduğu her nadir hastalığı kendine yakıştırmak siberkondrinin tipik özelliklerindendir. Bu durum, kişinin normal günlük yaşamını, işini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.

HİPOKONDRİ İLE İLİŞKİSİ

Siberkondri, daha köklü bir kaygı bozukluğu olan hipokondri (hastalık hastalığı) ile yakından ilişkilidir. Hipokondri, kişinin bedensel belirtileri yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalığa yakalandığına dair ısrarlı bir endişe duyması durumudur. Hipokondriyak kişiler, doktor güvencesi veya yapılan testlerin sonuçlarına rağmen hastalığına inanmaya devam ederler.

Peki, siberkondri ile hipokondri arasındaki fark nedir? Siberkondri, internetin ve mobil teknolojilerin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan modern bir tezahürken, hipokondri çok daha uzun zamandır bilinen bir durumdur. Siberkondri, hipokondrinin dijital bir alt türü veya tetikleyicisi olarak görülebilir. İnternet, hipokondriak eğilimi olan bireyler için kaygılarını besleyen sınırsız bir bilgi kaynağı sunar. Arama motorlarında "öksürük" yazmak, potansiyel olarak yüzlerce farklı hastalığın listelenmesine neden olabilir ve bu da zaten var olan sağlık kaygısını daha da artırır.

DİJİTAL BİLGİ AKIŞININ TUZAKLARI

Cep telefonlarımızdaki sağlık uygulamaları, forumlar ve sayısız web sitesi, herkesin kendi kendini teşhis etmesine olanak tanıyor gibi görünse de bu durum ciddi riskleri beraberinde getirir. İnternetteki bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği her zaman sorgulanmalıdır. Ayrıca, tıbbi bilgiler bağlamından koparıldığında veya yanlış yorumlandığında zararlı sonuçlar doğurabilir. Sürekli sağlık belirtileri aramak, bir "kaygı döngüsü" yaratır: kişi ne kadar çok bilgi ararsa, o kadar çok kaygılanır; bu da daha fazla arama yapmasına ve döngünün tekrarlanmasına yol açar.

NE YAPMALIYIZ?

Siberkondri veya hipokondri belirtileri gösterdiğinizi düşünüyorsanız, ilk ve en önemli adım bir sağlık uzmanına başvurmaktır. İnternette kendi kendinize teşhis koymak yerine, güvenilir bir doktorun doğru teşhis ve tedavi sürecine başlamanıza yardımcı olması esastır. Ayrıca, internet kullanımınızı sınırlamak, bilgi alacağınız kaynakları seçici olarak belirlemek ve kendinize güvenli bir dijital detoks alanı yaratmak da faydalı olabilir. Unutmayın, bilgiye erişim bir araçtır, ancak doğru kullanıldığında faydalıdır.

Muhabir: Suğra İrem Yıldız