Gelelim diğer bir konuya; başarılı insandan bahsediyorum ama aslında öncelikli konum 'başarı nedir?', 'kimlere başarılı deriz?' Bence konuya buradan başlamam gerekiyor.
Doğru ya, başarının ne olduğunu bilmeden nasıl ana konuya ulaşacağız? Konuyu detaylandırmaya başladığımda ilk bu konuya gireceğim. Emin olun sizlerle sayfalarca konuşacağım. Çünkü insanlık tarihinin başından beri binlerce yıldır belki de en çok merak edilen konuyu hep birlikte değerlendireceğiz. Anlattıklarım belki de denizde bir damla olacaktır ama en azından bazı insanlarda bir merak uyandırabilirsem ne mutlu bana. Belki bu merak okuyanda bir fırtınaya dönüşebilir de kelebek etkisi oluşturabilir ve birçok insana fayda sağlamasını hedefliyorum.
Kelebek etkisi terimini ilk defa duymuş olabilirsiniz. Kelebek etkisi; bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Ben öğretmenim, sevgili okurum. Benim mesleğim insan yetiştirmektir. Öğrencilerime kendimce doğru olanı anlatmaya çalıştım.
Mesleğimi icra ettiğim günden itibaren onların başarılı olması için mücadele ettim. İşte bu çalışmanın fikri de buradan çıktı. Aslında buna meslek hastalığı diyebiliriz. Öğretmen paylaşan insandır. Öğrendiği her faydalı bilgiyi sevdikleriyle paylaşmak ister. Ben de bu mesleğe gönül vermiş bir insan olarak bunu yapmaya çalışıyorum.
Gayem mum olurken etrafı aydınlatmak. Bunu yaparken eriyor muyum, tabii ki her güzelliğin bir bedeli olacaktır. Aslında başarıyı da kısaca böyle tanımlayabilirim; hayatta güzel şeylerin olması için ödenen bedeller toplamıdır başarı.
Başarının önemli etkenlerinden biri de tevazudur. Bu zamana kadar tanıdığım, takip ettiğim başarılı insanlar çok mütevazı insanlardı.
Bana göre insan başarılı oldukça daha mütevazı olması gerekiyor. Tıpkı içi dolu olan başağın eğilmesi gibi.