Açıklamaya, Osmaniye Mimarlar Odası Başkanı Halise Şen ve DİSK Osmaniye Şube Başkanı Osman Türk ile Genel Sağlık-İş Genel Yönetim Kurulu Üyesi Kürşat Öztürk de destek verdi.
Dr. Korkmaz, dünyanın birçok coğrafyasında süren çatışmaların her yıl on binlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve temel haklarından mahrum kalmasına yol açtığını belirtti. Emperyalist güçlerin kapitalist üretim ve bölüşüm ilişkilerinin yarattığı krizleri savaş ve saldırganlık politikaları ile aşmaya çalıştığını vurgulayan Korkmaz, 1 Eylül vesilesiyle insanlığın ortak geleceğini tehdit eden bu politikalar karşısında seslerini yükselttiklerini söyledi.
Açıklamada, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılar başta olmak üzere Ortadoğu’dan Afrika’ya, Ukrayna’dan Asya’ya kadar süren savaşların, küresel kapitalist düzenin insan hayatını hiçe sayan yönünü ortaya koyduğu ifade edildi. Çocukların açlıktan öldüğü, hastanelerin yıkıntılar arasında ayakta kalmaya çalıştığına dikkat çekilen açıklamada, Gazze’deki durumun tüm insanlığın vicdanının ölüm döşeğinde olduğuna vurgu yapıldı.
Suriye’de HTS rejiminin farklı kimlik ve inanç gruplarına yönelik sivil katliamları, bölgedeki laiklik, eşit yurttaşlık ve temel insan hakları mücadelesi için büyük bir tehdit olarak değerlendirildi. Açıklamada, bu rejime verilen tüm doğrudan ve dolaylı desteklerin sona ermesi ve bölgede demokratik temelde halkların özgür iradesinin gerçekleşmesi gerektiği belirtildi.

Dr. Korkmaz, Türkiye’de uzun süredir çözümsüz bırakılan Kürt meselesinin, şiddetin devreden çıktığı bir düzlemde tartışılabilir hale gelmesini önemli bulduklarını ifade etti. Barışın kalıcı olabilmesi için demokratikleşme, adalet ve hakların evrensel normlar çerçevesinde güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
Açıklamada, barışın tesisi için adaletin ekonomik ve sosyal alanlarda da sağlanmasının şart olduğu belirtildi. Gelirde adalet, vergide adalet, iş güvencesi, sendikal haklar ve örgütlenme özgürlüğünün güvence altına alınmasının barış için sağlam bir zemin oluşturacağı ifade edildi.
Osmaniye’deki açıklama, savaşların ve çatışmaların değil; barışın, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi temelli bir yaşamın savunulması çağrısıyla sona erdi. Tüm halklar ve emekçiler, savaş politikalarına karşı ortak mücadeleyi büyütmeye ve barışın dilini yaşamın her alanında hâkim kılmaya çağrıldı.


