Zaporijya Nükleer Santrali: Avrupa'nın En Büyüğü
Ukrayna'nın güneydoğusunda yer alan ve Avrupa’nın en büyük nükleer enerji tesisi olan Zaporijya Nükleer Santrali, son günlerde tekrar dünya gündeminde. Rusya’nın 2022 yılından bu yana kontrolü altında bulunan tesis, hem bölgesel hem de küresel ölçekte büyük bir risk barındırıyor.
Santral çevresinde duyulan patlama sesleri ve yükselen dumanlar, olası bir nükleer kazanın ayak sesleri olabilir. Peki, bu santral patlarsa ne olur? Türkiye bu felaketten etkilenir mi?
Prof. Dr. Saygın: “Uluslararası Nükleer Kriz Kapıda Olabilir”
Nükleer enerji uzmanı Prof. Dr. Hasan Saygın, Zaporijya’da meydana gelebilecek bir patlamanın etkilerini değerlendirdi. Santralin kritik noktalarına yapılacak saldırıların, Çernobil benzeri bir felaketi tetikleyebileceği uyarısında bulundu.
“Eğer patlayıcılar santralin soğutma sistemlerine yerleştirilmişse, reaktörlerde su kaybı yaşanır. Bu da Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği’nde 6 ya da 7 seviyesine, yani en üst düzeye çıkar.” – Prof. Dr. Hasan Saygın
Santralin doğrudan radyoaktif maddelerin bulunduğu bölümlerine yönelik bir saldırıysa, atmosfere radyoaktif izotopların yayılmasına neden olabilir. Bu da hava yoluyla çevre ülkelere kadar uzanan ciddi sağlık ve çevre risklerini beraberinde getirir.
Patlama Türkiye'yi Etkiler Mi?
Santralin Türkiye’ye olan uzaklığı yaklaşık 1000-1200 kilometre. Bu mesafe, olası bir patlamanın etkisiz kalacağı anlamına gelmiyor.
“Rüzgar akımları, patlama sonrası atmosfere karışan radyoaktif parçacıkları Finlandiya’dan Türkiye’ye kadar taşıyabilir. Özellikle Trakya ve Karadeniz kıyıları risk altındadır.” – Prof. Dr. Saygın
Santral hedef alınırsa, sadece insan sağlığı değil, aynı zamanda tarım, su kaynakları, hayvancılık ve ekosistem de geri dönülmez zararlar görebilir.
Gözler Zaporijya'da: Küresel Alarm Durumu
Zaporijya Nükleer Santrali’nde yaşanacak olası bir patlama, sadece Ukrayna’nın değil, tüm Avrupa’nın ve çevre coğrafyanın kaderini etkileyebilir. Uzmanlar, bölgedeki gelişmelerin yakından takip edilmesi ve uluslararası müdahale çağrılarının gecikmeden yapılması gerektiğini belirtiyor.
