Bu ihtiyaca yönelik önemli bir adım Bodrum’da atıldı. Bölgedeki yenilikçi yüzer arıtma sistemi, deniz suyunu tamamen güneş ve rüzgar enerjisiyle arıtarak içme ve kullanma suyuna dönüştürüyor. Elektrodiyaliz ve ters ozmoz gibi gelişmiş teknikler sayesinde tuz ve zararlı iyonlar sudan ayrıştırılıyor. Yüksek enerji gerektiren bu işlem, Bodrum’daki platformda yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağlandığı için çevreye zarar vermiyor.

Bu tür yenilikçi sistemler özellikle küçük yerleşim birimlerinde büyük fark yaratabilir. Büyük şehirlerde yüksek enerji ihtiyacı nedeniyle uygulanması zor olsa da, kıyı kasabaları ve adalar için ideal çözümler sunuyor. Bodrum’daki proje, Türkiye’de bu alanda bir ilk olarak kayda geçti ve yerel yönetimlerin iklim krizine karşı aktif rol alabileceğini göstermesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.

Deniz suyunun arıtılması yalnızca su temini açısından değil; gıda güvenliği, tarımsal üretim ve turizm sektörleri gibi pek çok alanda da kritik öneme sahip. Bu nedenle Bodrum’un başlattığı bu proje, sadece teknik bir başarı değil; aynı zamanda sosyal ve çevresel bir yatırım olarak da değerlendirilmeli. Yenilenebilir enerji destekli su arıtma sistemleri, Türkiye’nin su politikalarında yeni ve sürdürülebilir bir dönemin kapılarını aralıyor.

Muhabir: Suğra İrem Yıldız