Günümüzde sosyal medya hesaplarımız, kişisel bir vitrin hâline geldi. Ancak araştırmalar, insanların çoğu zaman bu vitrin aracılığıyla kendilerini olduğundan farklı göstermeyi tercih ettiğini ortaya koyuyor. Bunun arkasında yalnızca beğeni veya onay kazanma isteği değil, derin psikolojik ve sosyolojik etkenler bulunuyor.
Psikolojik Sebepler
Psikoloji araştırmaları, insanların sosyal kabul ve takdir ihtiyacının, yalan söyleme ve kendini farklı gösterme davranışlarını tetiklediğini gösteriyor. İnsanlar, sosyal çevrelerinde beğenilmek veya kabul görmek için gerçek benliklerini gizleyebiliyor. Ayrıca, düşük özsaygı veya kendini yetersiz hissetme durumları, kişinin kendini daha çekici, başarılı veya mutlu göstermesine yol açabiliyor.
Sosyal Medyanın Rolü
Sosyal medya, bu davranışları görünür hâle getiriyor. Filtreler, özel açıyla çekilmiş fotoğraflar ve seçilmiş paylaşımlar, kişilerin “ideal benlik”lerini sunmasına olanak tanıyor. Araştırmalar, sosyal medyada geçirilen süre arttıkça, gerçek benliğini gizleme eğiliminin de yükseldiğini ortaya koyuyor.
Sosyolojik Perspektif
Toplum normları ve kültürel beklentiler de bu davranışı etkiliyor. İnsanlar, çevrelerinin onaylayacağı yaşam tarzlarını, hobileri veya başarıları vurgulayarak sunabiliyor. Bu durum, özellikle gençler arasında kendini başkalarıyla kıyaslama ve sosyal statü kazanma ihtiyacı ile birleşiyor.
Evrimsel ve Biyolojik Etkenler
Bazı araştırmalar, yalan söylemenin ve sosyal manipülasyonun evrimsel kökenlerine de işaret ediyor. İnsanlar, sosyal gruplar içinde avantaj elde etmek veya kendini korumak için bilinçli veya bilinçsiz biçimde gerçeği çarpıtabiliyor. Beyin, bu süreçte risk ve ödül hesaplamaları yaparak davranışları yönlendiriyor.
Yalan söylemek ve sosyal medyada kendini farklı göstermek, modern insanın hem psikolojik hem de sosyal dünyasında yaygın bir fenomen. Uzmanlar, farkındalığın artırılması ve sağlıklı özsaygı geliştirilmesinin, gerçek benliği gizleme eğilimini azaltabileceğini vurguluyor.
Sosyal medyada gördüğümüz “mükemmel hayatlar”, gerçekte çoğu zaman sadece birer illüzyon olabilir. İnsanların kendi gerçekliklerini kabul etmeleri, hem ruh sağlığı hem de sosyal ilişkiler açısından kritik önemde.









